Aklıma takılan sorular
İki gündür son görüntüleri yayınlanıyor, ölüme nasıl gittiklerini okuyoruz. Üzülmeyen yok. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de, "Dehşete kapıldım. Üzüntü verici" demiş. Sanki ilk kez oluyor ülkemizde farklı dil, din, mezhep ayrılığı nedeniyle birbirlerini seven gençlerin evlenmesi. Bırakın din meselesini, ailesinin onaylamadığı kişiye kaçan ve onunla evlenmenin bedelini canınla ödeyen kadınlar yok mu bu ülkede? "Töre" adına hiç cinayet işlenmiyor mu? Tepkileri okuyan yabancı biri zannedecek ki ilk kez böyle bir cinayete tanık oluyoruz. Öldüren kişi Ermeni olduğu için mi bu kadar çok şaşırıyoruz?
SİLAH REKLAMI
Meclis'ten geçen silah yasa tasarısını veren Silah Üreticileri ve Sevenleri Derneği Başkanı, kendisi geçen seçimlerde AK Parti'den milletvekili aday adayı olmuş, ekranlarda tasarısını savunuyor. Böyle bir yasa Meclis'ten nasıl geçer anlamak mümkün değil zaten ama Başkan'ın sözleri insanı dehşete düşürüyor. Mesela tasarı silahların reklamının yapılmasına izin veriyor! Ve bunu savunuyor Cuma İçten. Elbette reklamı yapılsın ki insanlar silahları tanısın, özelliklerini bilsin diyor. Programın sunucusu "bilgilendirme ayrı konu, reklam ayrı konu" diyor ama aldırdığı yok. O kadar rahat ki. İstenildiği kadar konuşsun, kazananın kendisi olacağından son derece emin.
Sigaranın reklamı yasak, yasak olsun, bir itirazım yok, ama sigara insanları dolaylı yoldan öldürüyor, kişinin kendisine zarar veriyor ama silah öyle mi? Direkt ölüm. Ve başka bir bireyi öldürüyor, cana kast. Meclis buna nasıl izin veriyor?
DOMATES VE YUMURTA
Bir diğer konu ise öğrencilerin gösteri yapmalarına yönelik tepkiler. Sadece yumurta atmaktan söz etmiyorum, ayrıca ben kendimi bildim bileli çürük yumurta ve domates atma en tipik eleştiri yöntemidir. Sadece siyasilere yönelik de değil, sanatçılara da yapılır. Çok ünlü isimler de nasibini almıştır bu yumurta ve domates saldırısından.
Hem demokrasiden hem hoşgörüden bahsedip bu kadar büyük tepki göstermek niye? Tabii ki kimse istemez eleştirilmeyi. Ama eleştireni eleştirirken kendimizi de eleştirmemiz gerekmez mi? İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batır diye bir atasözümüz yok mu bu konuyu en iyi özetleyen?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.