Umutlar artıyor
Geçtiğimiz hafta, 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İçin Uluslararası Dayanışma Günü" nedeniyle pek çok gösteri yapıldı, seminer düzenlendi ya ben ilk kez umutlandım.
Çünkü pek çok kişi, bu konunun kadın sorunu değil erkek sorunu olduğunu yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Örneğin bu kez sadece kadınlar değil, erkekler de yürüdü. Hem de Türkiye'nin pek çok yerinde.
Örneğin Şişli Belediyesi, "Bu utanca son demek için" sadece erkeklerin katıldığı bir yürüyüş düzenledi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe, aralarında Oktay Kaynarca, Gani Müjde, Ali Gündoğdu, Sümer Ezgü, Süheyl Uygur, Behzat Uygur, Enis Fosforoğlu, Murat Serezli, Metin Uca, Mithat Bereket, Yalçın Çakır, Ekrem Ataer'in bulunduğu gruba, çok sayıda tiyatro sanatçısı da katılarak destek verdi. Eminim seneye daha büyük bir katılım olur, daha çok erkek katılır. Şişli Meydanı'nda başlayan yürüyüş, Atatürk'ün evinin önünde sona erdi ve kadın kuruluşları adına Nazan Moroğlu, "Kadına Yönelik Şiddete ve Aile içi Şiddete Son vermek İçin EL ELE" diyerek bildiriyi paylaştı.
NİLÜFER'DEKİ YÜRÜYÜŞ
Aynı saatlerde benzer bir yürüyüş, Bursa'nın Nilüfer ilçesinde gerçekleşti. "Taciz, tecavüz, şiddet, cinayet erkeklikse, biz erkek değiliz!" diyen grup üyeleri ellerinde pankartlarla, sloganlar eşliğinde Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda yürüyüş gerçekleştirdi.
Grup adına açıklamayı ise Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Şazi Çavuşoğlu yaptı. Çavuşoğlu, "Kadınlara karşı şiddet vakalarında basına ve kamuoyuna yansıyanların yanı sıra; yaşadığı şiddeti açığa çıkaramayan, şikayet edemeyen, yaşadığı şiddeti saklamak zorunda bırakılan kadınlar olduğunu da biliyoruz" dedi.
2011'in ilk sekiz ayında erkeklerin 179 kadını öldürdüğünü, sadece Ağustos ayında 17 kadının tecavüze, 51 kadının şiddete, 8 kadının tacize, 9 çocuğun aile içi istismara uğradığını hatırlatan Çavuşoğlu; yapılan tüm araştırma ve istatistiklere göre kadına yönelik şiddetin birinci faillerinin kocalar, sevgililer, ağabeyler, babalar, erkek çocuklar olduğunu ifade etti ve "Bizler, erkekler, toplum, aile ve devlet tarafından bize öğretilmiş ve sürekli dayatılmakta olan bu erkekliğe karşı çıkabiliriz, çıkmalıyız, çıkıyoruz" diye konuştu.
KIZ KARDEŞLİK RUHU
Umudu artıran diğer bir konu da Avrupa konseyi'nin bu konuyla ilgili sözleşmesinin çekincesiz olarak hükümet tarafından imzalanması. İlk imzayı Başbakan Tayyip Erdoğan attı. 25 kasım'da Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıda da Devlet Bakanı Egemen Bağış, İstanbul müftüsü, Üniversite rektörü, gazeteciler, köşe yazarları, yayın yönetmenleri, televizyoncular imza attı.
Çünkü erkekler de biliyor ki, kadına yönelik şiddet, kadın sorunu değil, erkek sorunudur. Ve bu sorunu karşı çıkması gerekenlerin başında erkekler gelmektedir. Erkeklik, kadına güç kullanmak, onu taciz etmek, zor kullanmak anlamına gelmez. Gelmiyor da.
Biz kadınların yapması gereken de daha fazla dayanışma göstermek. Toplantıda konuşan Elif Şafak'ın söylediği gibi "sisterhood" kız kardeşliğin yaygınlaşması, kadınların birbirini dilemesi, anlamaya çalışması.
Çünkü pek çok kişi, bu konunun kadın sorunu değil erkek sorunu olduğunu yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Örneğin bu kez sadece kadınlar değil, erkekler de yürüdü. Hem de Türkiye'nin pek çok yerinde.
Örneğin Şişli Belediyesi, "Bu utanca son demek için" sadece erkeklerin katıldığı bir yürüyüş düzenledi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe, aralarında Oktay Kaynarca, Gani Müjde, Ali Gündoğdu, Sümer Ezgü, Süheyl Uygur, Behzat Uygur, Enis Fosforoğlu, Murat Serezli, Metin Uca, Mithat Bereket, Yalçın Çakır, Ekrem Ataer'in bulunduğu gruba, çok sayıda tiyatro sanatçısı da katılarak destek verdi. Eminim seneye daha büyük bir katılım olur, daha çok erkek katılır. Şişli Meydanı'nda başlayan yürüyüş, Atatürk'ün evinin önünde sona erdi ve kadın kuruluşları adına Nazan Moroğlu, "Kadına Yönelik Şiddete ve Aile içi Şiddete Son vermek İçin EL ELE" diyerek bildiriyi paylaştı.
NİLÜFER'DEKİ YÜRÜYÜŞ
Aynı saatlerde benzer bir yürüyüş, Bursa'nın Nilüfer ilçesinde gerçekleşti. "Taciz, tecavüz, şiddet, cinayet erkeklikse, biz erkek değiliz!" diyen grup üyeleri ellerinde pankartlarla, sloganlar eşliğinde Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda yürüyüş gerçekleştirdi.
Grup adına açıklamayı ise Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Şazi Çavuşoğlu yaptı. Çavuşoğlu, "Kadınlara karşı şiddet vakalarında basına ve kamuoyuna yansıyanların yanı sıra; yaşadığı şiddeti açığa çıkaramayan, şikayet edemeyen, yaşadığı şiddeti saklamak zorunda bırakılan kadınlar olduğunu da biliyoruz" dedi.
2011'in ilk sekiz ayında erkeklerin 179 kadını öldürdüğünü, sadece Ağustos ayında 17 kadının tecavüze, 51 kadının şiddete, 8 kadının tacize, 9 çocuğun aile içi istismara uğradığını hatırlatan Çavuşoğlu; yapılan tüm araştırma ve istatistiklere göre kadına yönelik şiddetin birinci faillerinin kocalar, sevgililer, ağabeyler, babalar, erkek çocuklar olduğunu ifade etti ve "Bizler, erkekler, toplum, aile ve devlet tarafından bize öğretilmiş ve sürekli dayatılmakta olan bu erkekliğe karşı çıkabiliriz, çıkmalıyız, çıkıyoruz" diye konuştu.
KIZ KARDEŞLİK RUHU
Umudu artıran diğer bir konu da Avrupa konseyi'nin bu konuyla ilgili sözleşmesinin çekincesiz olarak hükümet tarafından imzalanması. İlk imzayı Başbakan Tayyip Erdoğan attı. 25 kasım'da Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıda da Devlet Bakanı Egemen Bağış, İstanbul müftüsü, Üniversite rektörü, gazeteciler, köşe yazarları, yayın yönetmenleri, televizyoncular imza attı.
Çünkü erkekler de biliyor ki, kadına yönelik şiddet, kadın sorunu değil, erkek sorunudur. Ve bu sorunu karşı çıkması gerekenlerin başında erkekler gelmektedir. Erkeklik, kadına güç kullanmak, onu taciz etmek, zor kullanmak anlamına gelmez. Gelmiyor da.
Biz kadınların yapması gereken de daha fazla dayanışma göstermek. Toplantıda konuşan Elif Şafak'ın söylediği gibi "sisterhood" kız kardeşliğin yaygınlaşması, kadınların birbirini dilemesi, anlamaya çalışması.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.