Hürrem mi, Mahidevran mı?

Muhteşem Yüzyıl'ı izleyenlere sormak isterim. Hürrem Sultan'ın yerinde mi olmak isterdiniz, Mahidevran'ın mı? Elbette seyrettiğimiz dizi bir kurgu, gerçekle tam olarak örtüşmüyor ama gerçeklik payı da var. O da Hürrem Sultan'ın daha güçlü ve baskın bir karaktere sahip olduğu, yani ne istediğini bilen ve ona sunulan hayatla yetinmeyip, kaderinde kendisinin de söz sahibi olması için çaba gösteren, hayatı kendi istediği şekilde yaşamaya çalışan bir kadın.
Bu haliyle önünde şapka çıkarmak gerekir. Ayrıca, çoğumuz onu ve diğer sultanları sadece entrikalarıyla anmayı seviyoruz. Yani hem olumsuz yanlarıyla hatırlayıp olumlu yanlarını görmezden geliyoruz.
Mesela başta Hürrem olmak üzere sultanların kocalarının arkasından devleti yönetmelerinden rahatsızlık duyuyoruz. İyi eğitim görmüş, akıllı ve bilgili kadınların padişah veya sadrazam olan kocaların kararlarıyla ilgili görüş belirtmeleri ve öneride bulunmalarını entrika olarak değerlendirmek ne kadar doğru bir yaklaşım, bunu da tartışmak gerekir.

HAYIR İŞİNE SERVET
Ama ben bugün, bu kadınların servetlerinin büyük bir kısmını hayır işlerine harcamalarına, özellikle çeşme, aşevi, su yolları yaptırmalarından söz etmek istiyorum. Padişah karısı ve kızlarının günümüzün sivil toplum örgütleri gibi çalıştıklarını hatırlatmak istiyorum.
2. Osmanlı padişahı Orhan Bey'in karısı Nilfüer Hatun'dan itibaren neredeyse bütün padişah eşleri ve kızları yüzlerce hayır işine imza atmış, Osmanlı topraklarının her köşesine imaretten camiye, köprüden medreseye pek çok yapı yaptırıp, yemek dağıtmış, para yardımında bulunmuş.
Çağatay Uluçay'ın "Padişah Kadınları ve Kızları" kitabından aldığımız bilgilere göre Yarhisar Tekfuru'nun kızı ve asıl adı Holifira olan Nilüfer Hatun, Bilecik Tekfuru'nun oğlu ile nişanlıydı. Düğün günü yapılan baskınla Osman Bey'in esiri oldu. Hemen ardından Orhan Bey ile evlendirildi.

137 ÇEŞME
Evlenmek üzereyken esir alınıp, başkasıyla evlenmek zorunda kalmasının ve iki erkek çocuk doğurduktan sonra kocasının başka kadınlarla evlenmesinin onu nasıl etkilediği üzerinde ayrıca durmak gerekir.
3. Osmanlı sultanı 1. Murad'ın da annesi olan Nilüfer Hatun, hayırseverliği ile bilinir. Bursa'da kaplıca kapısı yanında bir tekke, Dar'ül-har mahallesinde bir mescit, Bursa Ovası'ndan geçen bir çay üzerine kendi adıyla anılan bir köprü yaptırmıştır. Oğlu Murad Gazi de annesi adına İznik'te bir imaret yaptırmış.
Hürrem Sutan'ın hayırişleri ise tahmin edeceğiniz gibi daha fazla. Yarın da ondan söz etmek istiyorum. Bu arada saray kadınlarının sadece 137 tane çeşme ve sebil yatırdığını söyleyerek, sözü yarına bırakıyorum.