Seda Kaya Güler

Deşifre etmeyelim

Hangisine yanacağını şaşırıyor insan; Ailesinin eliyle bir adamın tecavüzüne uğrayan küçük kıza mı, bir adama teslim ettikleri kızlarının başına ne geleceğini idrak edemeyen anne-babaya mı? Bu mudur insanlarımıza verdiğimiz eğitim? Sadece matematik, fen bilgisinden söz etmiyorum, temel insan eğitimi, idrak edebilme, okuduğunu, gördüğünü anlayabilme eğitimi. Demek ki hakikaten kör cahiliz. Ya sadece belden altına çalışıyor kafalar ya da hiçbir şeye anlam verilemiyor.
Marmara depreminden sonra psikologlar ilginç bir anı paylaşmışlardı bir toplantıda. Evlerini, yakınlarını kaybetmiş kadınlarla iletişim kurmak, onların psikolojilerini biraz olsun düzeltmek için gönüllü olarak hizmet vermek istiyorlar ve kadınlara "randevu" vermelerine rağmen kimse gelmeyince merak edip araştırınca ve şunu görüyorlar; "Randevu" lafı kadınlarımızı ürkütüyor, başka bir şey anlıyorlar. Hani eski Türk filmlerinde sıkça geçer ya "randevu evleri" lafı. Öyle bir şey zannediyorlar.

BU NASIL BUZLAMA

Demek ki bu kadar güvensiziz aynı zamanda. Ülkenin başka bir ucundan kalkıp gelen gönüllü insanlara güvenilmiyor, onların böyle bir durumdan başka bir çıkar sağlayacaklarını düşünüyoruz. Nitekim sağlayanlar da çıkıyor.
O yüzden televizyon dizilerindeki kahramanlarla kendimizi özdeşleştiriyor, onları gerçek zannediyor ve başlarına bir şey geldiğinde üzülüyoruz. Veya sağlık programı sunan bir sunucuyu doktor zannedip, gördüğümüzde ondan reçete istiyoruz.
Toplumu yönlendirenler bu gerçeği görmüyor ya da yararlanıyorlar ya da onlar da gerçekten çok saf davranıyorlar. Küçük kız (Artık büyümüş) televizyona çıktı, gazeteye röportaj verdi. Televizyonda seyretmedim ama eminim uygun buzlama yapıldı, Müge Anlı tizizdir bu konuda. Ayşe Arman da öyle, onun suçu değil ama iki gündür resimler çok çıplak ortada. Güya kızın gözü bantlı ama yüzünün şekli, siması her şey son derece belirgin. Lafta bir buzlama var yani.
Güya bu insanlara yardım etmek istiyoruz, onları koruma altına almak istiyoruz, yeni bir yaşam kurmalarına yardımcı olmak istiyoruz. Böyle mi olacağız? Onları deşifre ederek mi?

Mutlu bebekler

Geçenlerde yeğenlerden birinin yeni doğan bebeğini görmeye gittik. Minik bir kız. Nasıl da güzel. En önemlisi acayip mutlu. Bebeğin de mutlusu olur mu demeyin. Olur. Kimi bebeğin yüzünde huzur var, sakin, rahat, güvenli. Kimi bebek ise endişeli, gergin, ağlamaklı. Nedeni anne karnında yaşadıkları. Eğer anne karnında huzurluysa, anne sorunsuz bir hamilelik geçirmişse, stresten uzak, eşiyle mutlu ve ailesiyle uyumlu, bebek de mutlu oluyor. Aksi takdirde annenin endişesi, korkuları bebeğe de geçiyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.