Başkasının yerinde olmak
"Şimdi ellerini yere koy, biraz geriye çek, dizlerini bük, vücudunu kaldırmaya çalış vs.." gibi şeyler söyleyeceksiniz ki ayağa kalksın.
Bakalım kaç kişi doğru talimat verebilecek?
Göreceksiniz ki hiçbiriniz doğru talimatları veremeyeceksiniz. Yani yerdeki adam söylenenlerin hepsini yerine getirmesine rağmen yerden kalkması mümkün olmayacak.
EMPATİ KURMAK
Peki, ne yapmak gerekecek? Onun gibi yere yatmadıkça doğru komutları vermemiz mümkün değil. Ancak onunla aynı konumda olmalısınız ki, ne yapılması gerektiğini görecek ve yapması gerekenleri söyleyeceksiniz.
Yani empati kurmadan yani kendinizi karşınızdakinin yerine koymadan onu anlamamız mümkün değil. Başkasının yaşadıklarını yaşamadan ne hissettiğini bilemeyiz.
Aslında bütün ilişkilerin temel kuralı bu. Dışarıdan ahkam kesmek çok kolay. Biri veya bir kesim hakkında yorum yaparken, "Şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı" demek son derece yanlış.
Genelde hemen birilerini suçlama eğilimi vardır bizde. Başına bir şey gelmişse hemen "hak ettiğini" düşünürüz. Hiçbir şey yapmadıysa suçlu olması mümkün değil diye düşünürüz.
KADINLAR VE YASALAR
Bir başkası adına peşin kararlar veririz. Herkes kendisinden olmayan için yapar bunu. İslam toplumu için Batılılar bir şey söylediğinde nasıl öfkeleniyoruz mesela. Veya Türk kimliğimizle veya Türkiye ile ilgili olumsuz bir şey söylendiğinde. Haksızlık yapıldığını düşünüyoruz hemen.
Kadınlara karşı ön yargı ise had safhada. Örneğin yasalar. Biliyorsunuz yasaları yapan erkekler. Ve o erkekler kadınları ilgilendiren konularda kadınlara hiç danışmadan, onların fikrini almadan karar çıkarıyorlar. Bu yasaların kadınların sorunlarını çözmesi mümkün mü? Hayatında hiç hamile kalmamış bir erkeğin kadının o andaki duygularını anlaması, o çocuğu doğurmak veya doğurmamakla ilgili kararlarını, çocuğunu nasıl doğurması gerektiğini anlamaları mümkün mü? Bu yasaların doğru ve adil olduğunu söyleyebilir miyiz peki?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.