Yazar = Yaşar Kemal
VASİYET GİBİ ÖĞÜTLER
"Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar." Bundan daha iyi bir vasiyet olur mu? Toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz sözcükleri, giderayak söyledi. Şimdi ismini hatırlayamadığım biri "Her evde mutlaka bir Yaşar Kemal kitabı bulunmalı" tivitini attı ölümünün ardından. Bence de olmalı. Olmayanlar almalı ve okumalı.
ÖLÜMSÜZ KİTAPLARI
O kadar çok kitabı var ki okunacak... İlkini henüz 20 yaşındayken yazdı. Yaşadığı bölge olan Çukurova'dan ve Toroslar'dan derlediği ağıtları "Ağıtlar" adlı kitapta topladı. Onun bu folklor derlemeciliği, dönemin aydınları tarafından fark edilmesini sağladı. 1951'de İstanbul'a gelip Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başlamasını yazarlık hayatının da başlangıcı oldu. Anadolu'nun unutulmuş köylerinde, ormanlarında gezip gördükleri, yaşadıkları, konuştuğu insanlar ve anlattıkları okumaya doyulmaz. Adeta birer röportajcılık dersidir. Ardından ilk öykü kitabı "Sarı Sıcak" ve ilk romanı "İnce Memed" i yazdı. Ve hepsi birer başyapıt olan diğerlerini: "Orta Direk" , "Yer Demir Gök Bakır", "Demirciler Çarşısı Cinayeti" ve "Yusufçuk Yusuf" ikilemesi, "Yılanı Öldürseler", "Deniz Küstü", "Kale Kapısı", "Bir Ada Hikayesi" üçlemesi ve diğerleri... Selahattin Duman'ın tanımladığı gibi, "Yürüyen, konuşan, gülen, bağıran ve yazan bir heykeldi." Ve "Hangi topluluğun içine girerse girsin orada bir anıt gibi durmasını bilirdi."
Öyle de olmaya devam edecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.