Terim'in Mersin maçındaki öfkesini arka fonda yer yer Kayahan, yer yer Sezen Aksu parçalarını duyarak sonrasındaysa Barış Manço'nun o öğüt veren sözlerini uyarlayarak izledik. Yardımcılarının hallerini ve maç sonu sözlerini ise çok fazla anlayamadık
Terim'in Mersin maçında saha kenarındaki hallerine bakarken, bir döneme damgasını vurmuş bir çok şarkı sözünün nakaratı giriverdi araya. Kayahan'ın "Bir öfkeye mahkum ettim her şeyi" deyişini, Sezen Aksu'nun "Bir kıvılcım yeter hazırım bak" diye fısıldayışını, tüm bunların üstüne Barış Manço'nun "Aman yavaş aheste" diye sakinleştirme çabasını duyduk. Sonrasında Hasan Şaş'ın da, Ümit Davala'nın da hocalarını takip edip tribüne çıkışı ise Robin Williams'ın Ölü Ozanlar Derneği ile Hababam Sınıfı karışımı bir sahneyi hatırlattı. Hani öğrenciler Bay Keating'in gitmemesi için sıralarının üzerine çıkar ya, Hasan Şaş ve Davala'nın tribüne çıkışı da o sahnenin devamı gibiydi. Terim'i sakinleştirmeye çalışan bu iki teknik adamın o gittikten sonra kendisini sakinleştirememesinin bir açıklaması olmalı. Hatta yönetim bu mevzuyu masaya yatırıp hocalarına bu hiddetin nedenini sormalı.
Ama benim en çok kafama takılan Terim'in maç sonunda ettiği cümlelerdi. Şöyle dedi Terim: "Benim hakemlere hakaret etme hakkım yok ama topa vurdum. Nerede olursam olayım ben buyum. Hislerimi belli ederim. Bundan dolayı eğer ceza yiyeceksem devam... Ben buyum. Yalandan dolandan kalamam öyle" Yani? Yanisi şu... "Benim yapım bu. Kendimi değiştirmeyi düşünmüyorum" İyi de yetkili merciler kurallarını mı değiştirsin? O halde sahada rakibine bamagüme dalan agresif futbolcunun bir kabahati yok. Çünkü onun da karakteri bu. O zaman kırmızı kart gördüğü için ona da ceza kesmeyeceksin. UEFA Hakem Kurulu üyesi Jaap Uilenberg'in "Hakemin otoritesini sarsıcı hiçbir hareket cezasız kalmasın" direktifini görmezden gelip, PFDK talimatının 42. maddesinin C bendini hiçe sayacağız o vakit. Saha içinde kart isteyen veya gol sevincinde formasını çıkartan oyuncunun kart görmesinden farklı değil ki Terim'in durumu. Neyse yazıyı Salih'le bitirelim. Çünkü böyle bir performansı es geçmek olmaz. Alex giderken bir laf etmişti. "Bunca senedir burdayım alt yapıdan çıkan bir genç görmedim" diye. Evet Salih de alt yapıdan değil ama sarı-lacivertli ekipte onun yaşındaki bir oyuncu ilk kez böylesine bir çıkış gösteriyor. Bu çıkışı sürerse F.Bahçe'nin 10 yılı garanti altında. İyi haftalar.
