Şota Arveladze, Slaven Bilic, Hamza Hamzaoğlu ve İsmail Kartal. Geride kalan haftanın konuşulası teknik direktörleri. Kimi kaybederken yaptığı hareketle gönülleri kazandı. Kimi kazanırken taraflı tarafsız herkesin gönlünü. Kimi de yanlışlarıyla ön plana çıktı
Dört teknik adam yaptıkları ve yapamadıkları ile damga vurdular haftaya. İlk vasıtayla sadede varıp, satır müsrifliği yapmadan girişeyim hemen mevzuya.
ŞOTA ARVELADZE: "Klişesavar karakteri ile o sahanın kenarında hep olmasını istediğimiz adamlardan biri oldu hep o. Sakinliği ile ders veren, gerilimi körükleme tuzağına düşmeyen, ego sözcüğünü belki cümle içinde kullanmayı bilmeyen, demeçleri güldüren, güldürürken de düşündüren bir futbol karakteri o. Mahallede top oynadığımız dönemlerin saflığında bir şey yaptı bu hafta. "O gol hakkımız değildi" deyip kalesini açtı. Üstelik böyle bir hareketin ardından görevini bıraktı. Şimdi düşünün. Aynı hareketi bir önceki hafta oynanan derbinin içine koyun. Böyle bir an derbide olsa ne olurdu? Daha doğrusu olur muydu? Zaten olabilse çözeriz birçok meseleyi. Şampiyonluk, yıldız sayısı, istatistik verilere değil asıl bunlara ihtiyacımız olduğunu anladık bir kere daha. Keşke futbolumuza yön verenler de azıcık anlasa.
SLAVEN BİLİC: Goscinny'nin Pıtırcık serisinde, Pıtırcık'ın anneannesi çocukları gördüğünde yanağını uzatır ve "Öpücük" der. Çocuklar da hiç itiraz etmeyip yaşlı kadının yanağına öpücük kondurur. Kabul... Slaven Bilic'in su içmek için yedek kulübesine gelen Necip'e yanağını gösterdiği anda başta ne olduğunu anlamadık. Sonradan farkına vardık ki onun da isteği öpücüktü. Öyle ya biz aslında oyuncusunu sarsan, el kol hareketleri ile trafik polislerinden rol çalan, bağıran, sağa sola yumruk atan teknik adam modellerine alışmışız. Evet o Bilic'in de kenarda çıldırdığı anlar olmuştur mutlaka ama o kısacık an ile teknik adam-oyuncu ilişkisi adına kocaman bir alkışı hak etmiştir.
HAMZA HAMZAOĞLU: Kimsenin anlayamadığı birşey yaptı. Yaptığı hatanın farkına vardığında ise artık çok geç kalmıştı. G.Saray-Başakşehir maçında sadece sarı-kırmızılı takımdakileri de değil 22 oyuncuyu alt alta dizseler ve "Hadi birini kenara al" deseler, en son sıraya Yasin'i yazardık herhalde. Öyle ki Survivor'a koysan Yasin'i Ünlüler ile Gönüllüler takımlarının bile elemeye gücü yetmezdi çünkü bize göre performansıyla Dokunulmazlık Sembolü'nü almıştı zaten. Ama Hamzaoğlu her ne hikmetse kenara onu aldı. Üstüne üstlük yerine Dzemaili'yi sürdü. Bir oyuncu her şeyi değiştirir mi? Değiştirdi. Hamzaoğlu da zaten itiraf etti. Ama G.Saray adına iş işten geçti.
İSMAİL KARTAL: Diego ile Emre'nin bir arada oynayamadığını yazdığımız kaçıncı maç sonrası bilmiyorum. Herkes bunu görürken İsmail Kartal'ın bunda ısrar etmesi, üstelik olmadığını gördükten sonra her defasında Diego'yu kenara çekmesi, uzman işi sudokuyu çözmek kadar zor. Sebebi açık. İkisi birlikte oynadığında hücum gücü artıyor ama savunma sıkıntıları açığa çıkıyor. Ne diyelim. Biz en iyisi kalan süreci seyredelim. İyi haftalar...