Yelpaze

30 bölü 17 eşittir 1.76. Bu rakam G.Saray'ın maç başı puan ortalaması. Bir buçuk puanla, 2 puan arasında bir yer. Oynadığı oyun gibi yani. Beraberliğin bir tık üstünde futbol anlayışı ile ortalaması aslında şaşırtıcı değil. Büyük resmi görebilmek için de aslında ligde geçen 1530 dakika da gerekli değil. Sadece dünkü maça bakarak çıkan kısmın özetini yazabilmek mümkün. Yani şöyle... Kayseri'de de bir kez daha gördük ki G.Saray, hızlı çıkan takımlara karşı çare bulamıyor. Ve rakipleri özellikle kanatlardan geliyorsa kademe de yapamıyor. Bu sebeple her orta (hatta buna kornerler de dahil) ceza sahası içinde kopyala yapıştır bir görüntüye sebebiyet veriyor. Ve bir maç süresince bu ve benzeri görüntülerin sürekli tekrarı ise sanırım G.Saray taraftarını çileden çıkartıyor. Mesela dün ilk 37 dakikada her duran topta Kayserisporlu Mabiala'nın tehlike yaratması gibi. Mabiala'yı Semih de tutsa, Chedjou da tutsa sonuç değişmiyor. Ve takım savunamadığı gibi ileri de çıkamıyor. Dünkü oyunun adı yelpazeydi. Birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar bu yelpaze sistemi değişmedi, değişemedi. Sebebi açık. Sneijder olmayınca geriye gelip "Verin şu topu da defansın arkasına atayım" diyebilen bir adam yok. Ara sıra nadiren de olsa deneyen de zaten bunun üstesinden gelemiyor. Bu yüzden Muslera ile başlayan her atakta savunma bloğu yelpaze gibi açılıyor. Böylelikle top, defanstaki herkesi şöyle bir geziyor. Rakip eğer baskı uyguluyorsa G.Saray ortada bir yerde tıkanıp kalıyor. Topu alan herkes etrafında dönüp ya kanatlara açılmaya çalışıyor ya da fiziki gücü yetersizse kendisini yerde buluyor. O halde herkesin bildiğini yineleyelim. G.Saray'ın sağ bek alması lazım. G.Saray'ın stoper alması lazım. Galatasaray'ın forvet alması lazım. Bunu yapamazsa zaten fazla ümitlenmemek lazım.