FUTBOLDAN SOĞUTTUNUZ
Yapılsın, edilsin, verilsin, kızılsın... Eee sonra... Hadi herşey sil baştan... Çünkü ara biraz soğusun hatta soğumasın birileri çıkıp yine aynı şeyi yapacak.
Sonra da bunun adına futbol denilecek.
Ezeli rekabet, heyecan kasırgası, şampiyonluk yarışı, süper randevu yakıştırmaları sadece süslü kelimeler. Olup bitenin futbol ile alakası yok. Çünkü futbol böyle birşey değil. . Patlama ve siyah zemin içindeki o eksi işareti. Yani şiddet ve korku içerir. Yani olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar içerir.
+7, +13 veya +18 gibi uyarılar ise mantıklı değil. Çünkü bu uyarıların açılımında mesela "7, 13 veya 18 yaş üzeri için uygundur" yazıyor. Sahalarda gördüklerimiz ise kimse için uygun değil. Sporun, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar ile ne alakası var değil mi? Ama öyle maalesef. Yazılar, demeçler, gözlerden akan yaşlar bir anlam ifade etmiyor.
Üç sene önce Trabzonspor forması giyen ve sahayı terk eden Volkan Şen'in gözyaşları ile önceki gün formasını bırakıp giden kaleci Onur Kıvrak'ın pes edişi arasında ne fark var söylesenize. 2013'ün Eylül ayından bir yazı... O kadar tanıdık ki...
"Ne seyircisiz oynama, ne saha kapatma.
Kimse caymıyor. Ve artık eğer olay çıkarmayı kafaya koyduysan rakip taraftarın olması da gerekmiyor.
Bir hedef belirlemek yeterli. Herkes hakim, herkes ceza kesici. Hakeme mi kızdın? Atlayıp döversin bu iş biter.
Rakip takımın oyuncusu tahrik mi etti?
Sandalyeyi kafasına geçirmek şart o halde. Yani kimse pişman değil." E o zaman kapatalım kepenkleri.
CTRL-ALT-DELETE yapıp çıkalım bu oyundan. Madem bu oyunu seviş şeklimiz böyle, sevmeyelim daha fazla." 2013 Aralık ayındaki bir yazıda da şu notları düşmüşüm... "Küsüp sahayı terk etmeye çalışan, takım otobüsüne binmeyen Fernandes'in, taraftarından küfür yediği için gözyaşlarını tutamayan Volkan Şen'in de duyguları olduğunun farkına varmalıyız. Her bu tip olayda "Dünyanın parasını alıyor" diye yüklenip, Jean Claude Van Damme tekmeleri atmak normal sayılacak ve feci bir olaya kadar tüm bunlar es geçilecekse bu yazının da diğeri gibi bir anlamı yok." Yine 2015 Nisan ayındaki yazıdan... "Soyunma odaları basılır, tel üstünden atlanır, sahadaki oyuncuya havada tekme sallanır. Yılda birkaç yüz kez geleneksel olarak misafir takımın otobüslerine taş atılır. Camlar çatlatılır, yollar kesilir. Bakılır ki camlar sağlam, farklı yollar denenir. Yani işte bu noktaya gelinir." Gördüğünüz gibi bunun sadece Trabzonspor ile de alakası yok elbette.
Bu coğrafyada sıklıkla rastladığımız sadece dozu farklılaşan enstantaneler bunlar. Yemin ederim futboldan soğuttunuz.
Madem öyle kimse yenilmeyi hazmedemeyecekse bundan böyle sezon sonu herkese bir kupa verelim olsun bitsin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.