Çıkarken lider dönerken eyvah
G.Saray Tudor döneminde de istekliydi, Terim döneminde de.
Ancak futbolu çok fazla değişkenlik gösterdi. Bazen lider gibi oynadı, bazen de akıl almayacak maçlar çıkarttı. Yani isteğiyle oyun tarzı arasında kopukluklar yaşadı.
Biliyorum, saçma gibi duruyor ama öyle.
Dün de bu dediklerimin karışımı bir maç izledik. Lider gibi başladılar ancak bir lidere yakışmayacak hatalar yaptılar. O halde baştan başlayalım. İlk 20'de sağlı sollu ataklar ve ceza sahası dışı şutları ile etkili olan bir takım görüntüsü vardı. Donk'un çalımlar eşliğindeki müthiş asisti ve Rodrigues'in enfes vuruşu sonrası sonucun farka gideceğini filan düşünüyorsunuz. Ama öyle olmuyor.
Çünkü savunmanın çabası ne yaparlarsa yapsın inandırıcı durmuyor. Muslera öyle korkmuş ki savuşturulan bir yan top sonrası takımı alkışlıyor. Normal mi bu? Değil. Basit bir pozisyon halbuki. Ancak adam öyle anlara şahit olmuş ki alkışlayası tutuyor.
SERDAR'DAN OLAĞAN HAMLE
Ve korktuğu da başına geliyor. Serdar Aziz'in olağan hamlelerinden birinde düüüüt penaltı. Başta bir şey yok gibi gözüküyor ama tekrar tekrar izlediğinizde net bir penaltı olduğunu görüyorsunuz.
İkinci yarıda ise tüm hücum oyuncularını sahaya sürerek risk alan Terim, her Kasımpaşa atağında kenarda gözlerini kapatıyor.
Neticede de geniş alan bulan rakibi bir şekilde kendisinden önce davranıp tabelayı değiştiriyor. Evet bazen olmaz. Denersin, denersin bir şekilde o top filelerle buluşmaz.
Sorunun ne olduğunu anladınız sanırım.
Takım çıkarken "İşte lider" diyorsunuz ama dönerken "Eyvah" deyip sonucu görmek istemiyorsunuz. Yani takım saldırırken etkili ama karşılarken vaziyet tehlikeli. Hal böyle olunca skor tabelası da çeşitli mi çeşitli...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.