Takımlar için sömestir tatili dinlenmeyi ifade etmez.
Aksine eksikleri kapatmak, kaynak yaratmak, boşlukları doldurmak, bol bol test çözüp, ilk yarıdaki hataları tekrarlamamak anlamına gelir. Süre az olduğundan vakit kaybetmeden hatta tatilin öncesinde notlar tutulur, resmi tarih gelip çattığında en kısa yoldan çözümler bulunur.
FFP boğazımıza çökmüşken ve ilk haftayı öğütmüşken, tabelalardaki rakamların aksine vaziyetin öyle şatafatlı bir tarafı yok esasen.
Gelenlerden çok gidenleri konuşmamızın sebebi hayli net artık.
Satmadan alamayan, aradığını bulamayan, hesabını çarşıya uyduramayan kulüplerimizin liste başı sorununun almaktan ziyade yollamaktan geçtiği ortada. Öyle ki kadrolardaki şişkinliğin hatta yabancı serbestliğinin oyunun kuralına da sirayet etmesi cabası.
Yerli azlığından kural hatası yapmaya varan hatalar başlamışsa vah bizim halimize. (Bkz.
Akhisarspor)
6 GOLE RAĞMEN
Galatasaray'ın golcüsüz attığı 6 golüne rağmen taraftarın feryadı daha anlamlı duruyorsa demek ki sıkıntı ciddi. Sadece forvet transferinin gecikmesi özelinde de değil devre arası yol verilen isimlerin aslında ilk 11 oyuncusu olması (Rodrigues, Serdar Aziz, Ozan Kabak ve Eren Derdiyok) takımın kurgusal yapısının değişeceğinin de göstergesi. Bu değişim belki daha iyi olabilir evet ama bu değişimlerin belli bir vakit çizelgesini kapladığı da ortada. İşte konuya sömestirdeki zaman darlığından girmemizin sebebi de bu. Sadece G.Saray mı? Beşiktaş'ta Pepe ve Babel ayrılıklarına üzülenlerin sayısı sevinenlerden fazla değil mi? Üstüne yapılan hamlelerin taraftarları memnun kılmaması sorunu katlamıyor mu?
TUTARSIZLIKLAR
Yine F.Bahçe'nin tutarsız hamlelerine yenilerini eklemesi tribünün güvensizliğine yol açmıyor mu? Gençlere önem vereceğini belirtip gençleri göndermekle, önce kadro dışı bırakarak sonra affederek ardından da yol göstermekle (Aatif) amaçlananın ne olduğunu çözen var mı?
Trabzon'un 5 oyuncusuna kapıyı göstermesi, üzerine de transfer yasağı gelmesi ile düştüğü durumun neticelerinin uzun vadedeki tesirlerini düşünsenize. Netice itibari ile dört büyükler özelinde bu devre de o unutulmaz şarkının sözleri gibi pek kolay olmayacak, elbet üzülecekler. Ve yaşananlar mutlaka bir iz bırakacak.