Bay Yanlış Hoca (!)
Ama, her hafta mı olur, arkadaş?
Bizim Şenol Hoca'nın kadro kurgularına, ne aklım yetiyor, ne bu güne kadar öğrendiğim futbol bilgim(!) Oğuzhan ile Lens'e görev verdiğinden dolayı saplantılarımın olduğu konusunda, sürekli kendi içimde özeleştiri veriyorum ancak, ertesi gün çeşitli futbol bilginleri tarafından yapılan eleştirilere baktığımda, aynı dili konuşmuş, aynı şeyleri yazmışız, iyi mi? Yani; çeşitli futbol adamlarının 'ortak akılda!' birleştiği yerde Şenol Hoca'mın inadı, inat! İlk yarım saatte, rakip kalede tek tehlikeli atak geliştiremezken, gömüldü de gömüldü, kendi yarı alanına! Samatta'nın ilk yarı ve yine ikinci yarıda Samatta, Ndongala ve Piotrowski'nin attığı gollerle de, bu yanlışların ödülünü böylece aldı, 'Bay Yanlış Hoca' (!) İlk yarı sonlarına yaklaşırken Tolgay'ın sakatlanması, daha bi zora soktu Beşiktaş'ın işini ama, 'Oğuzhan ve Lens'in adını kaç kez duydun?' diye sorsalar, oynadıklarının farkında bile olmadığımı, rahatlıkla söyleyebilirim!
LOVE NİYE KENARDA
Tolgay'ın sakatlanması, bir büyük eksiklik...
Tamam... Babel, Pepe, Adriano'nun olmayışı da, bir bahanedir, tamam...
Bilader, Larin perişanları oynuyor ve sürekli çarşafa dolaşırken sorarım, Wagner gibi bir golcü, yirminci dakikadan sonra, hala niye oturur kenarda? Yetmişlerde ve son saniyelerde attığı gol, haklılığımın kanıtı değil de, ne? Özellikle bi parantaz açmalıyım.... Bildiğim kadarıyla Beşiktaş'ın en yaşlısı olmasına rağmen, en arzulu oyuncusu, Quaresma'ydı dün akşam... Takım arkadaşlarının yarısına, o maçı koparma isteğinden 'yüzer gram!' dağıtabilseydi eğer, bu denli aciz durumlara düşmezdi Kartallar! Diğer bir deyişle;
'difaransiyel!' dağıldı, 'Bay Yanlış Hoca' sayesinde böylece! Peh! Şoför mahallinde oturmayı düşünürken, arka koltuğu dörtledik ya! Ne diyem, eline sağlık Hoca'm (!)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.