Alkışlarım Quaresma’ya...

On yedi yıl koştum, o futbol topunun peşinden... Dahası da var ama, 'profesyonel bağlamda, dile kolay tam tamına on-ye-di yıl! Yaşlar ilerledikçe daha bi hassas, daha bi duygusal ve daha bi kırılgan oluyor insan... Nice tarihsel anıların altına, nice imzalar atmış olsanız bile, az yalpaladığınız bir maçta bir grup 'acımasız!', ıslıklıyor ya, kocaman bir taşı, 'Küüüt!' diye oturtuveriyorlar, o kocaman yüreğinizin üstüne(!) Genk maçında Quaresma'ya çalınan ıslıklar, bahis konum... Trivela ile attığı gollere sevinirken, iyi... Yine Trivela vuruşuyla asistler yaparken, iyi... Rakiplerine dört rekat namaz kıldırıp, yerlerde süründürürken, iyi...
Tüm takım sepil sepil dökülürken, canını dişine takarak maçı kotarması çabasına, 'ıslık!'...
Yani, kötü ha? Geminin dümenini tam anlamıyla henüz kavrayamayan Şenol Güneş, soruyorum, niye payını almaz o ıslıklardan?
KİMLER UTANMALI
Haklı olarak; 'Gitmemi mi istiyorsunuz?' diye kibarca tepki veren, yüreği yaralı Quaresma'nın üzerindeydi, tüm maç boyunca gözlerim... Ellerimi sıvazlayıp, henüz tezgahın başına oturur oturmaz Q-7'nin ortasına topuğuyla dokunan Mustafa Pektemek'ten gelmez mi, 3. dakikadaki ilk gol? Ne hoşuma gitti, ne hoşuma gitti bir bilseniz.
Oyuna 'Katır inadında!' direnen Rizespor, ilk çeyrekte Orhan'ın atılmasına rağmen, müthiş dirençliydi ve iki tehlikeli hücum geliştirmesi de, bunun bir kanıtıydı ama, Q-7'nin ortası, kafayla Pektemek ikiledi tabelayı... Bitmedi; yine sağdan taşıdığı, Caner'le oldu gol...
Usanmadı, Wagner Love'a sundu son servisini...
Müthiş çabaları sonrası Q-7 penaltı kaçırmış, ne umrumda! Dün akşama ilişkin 'Kimler utanmalı?' diye, bir soru sormak geçti içimden... Birkaç gün önce ıslık çalanlar mı?
Yoksa; Muriç'in iktirmesiyle, Roco'nun kendi kalesine gol atmasına göz yuman ve günah çıkarmak adına, sonrasında penaltıyı veren Bülent Yıldırım hazretleri mi? Evet, şu karşılaşmada oyum; Bülent Yıldırım'a(!) Ayakta olan alkışlarımın kime ait olduğu başlıkta....