Kartal; yükseklerde, böbürlene böbürlene uçuyordu, son haftalarda... ASLAN'sa; şampiyonluk yolunda ilerlerken, Fatih Terim ile başkanı ve en büyük taraftar grubu arasında, böyle önemli bir maç öncesi, anlamsız bir tartışma başladı ki, gel de anla! Acaba, bir motivasyon muydu bu yapılan? Evet, durumdan kuşkuluyum biraz... Çünkü; geçmişte yaşadığımdan biliyorum, böyle zamanlarda başınızdaki teknik direktörünüze sahiplenmek adına, böyle önemli karşılaşmalarda, daha bi çabalar, daha bi kazanma arzusuyla koşarsınız. Kazanıldıktan sonra anlarsınız tiyatro mu, doğru mu? Dün, maç başlamadan... Oyun alanında, ne yazıktır, her iki o cesur yürekten güçlü biri vardı ki! Adı; 'Lapa lapa yağmakta olan yoğun kar!' Koşuşturmalar, sürekli faullere tanık olmaktan, ne zaman pozisyon olcağını merak ediyordum...
DERBİNİN AKILLISI SERGEN
Ev sahibi olması durumundan dolayı Ghezzal, ilk şutunu attı, bilmem kaçıncı dakikada! Ardından Diagne, 'trışkadan!' bir gönderme yaptı. Heyecan, Marcao'nun çektiği şutu, çıkaran Atiba ile başladı ve yine Marcao'nun geri pasını yakalayan o Larin'in o topu akıllara zarar dışarı atmasıyla bitti, ilk perde! Bitti de... Her iki teknik adam ve futbolcularının, 'beraberlik!' düşüncelerini önde tutarak, tahminim, 'Elden gelen düğün, bayram!' misali, avanta pozisyonları yakalama alışkanlığına girdiler, karşılıklı olarak... Diagne'nin kırmızıyla tanışması sonucu, Sergen Hoca'nın hamlelerini bekliyordum, pek merakla... Cesaretlenmişti çünkü... Az kalan rakibine karşı, N'Koudou ile Mensah'ı attı içeri... Tamamen değişti işler... N'Koudou'yla, arka koltuğu ikiledi böylece Beşiktaş... Her ne kadar futbolcuları, oyun alanında canını-dişine taksa da Fatih Terim'in, Mayıs ayı sonu bırakacağı sinyallerini aldık, dün akşam... Belli, gidecek.... İlk yarı 'Lay-lom' gibisinden başlayan şu maçın akıllısı Sergen Hoca, taktı yıldızları omzuna...