TEB'in desteği ile gücü ve motivasyonu yükselen, 13 Eylül günü eleme maçlarıyla başlayan İzmirimizin bu en büyük tenis turnuvasında ana tablo maçları oynanıyor. İzleyememiş olanlar için yazıyorum: Dünya sıralamasında ilk 10 oyuncu dururken, 80 ila 250 arasında bulunan oyuncular bizde nedense hep küçümsenir ve pek ilgi çekmez. Onların maçlarını bırakın seyircileri, izlemesi gereken oyuncu ve antrenörler de izlemez. Hatta takip bile etmez. Ne var ki çok şey kaybederler.
Ben ilk gün oradaydım ve ilk maçları izleme şansım oldu. Ağzım açık, zevkle ve ilgiyle izledim. Bilinmez ama İzmir Cup'ta bunların arasından en az iki üç oyuncu, tıpkı Müller ve Nishikori örneğinde olduğu gibi dünya sıralamasında ilk sıralarda bulunanlarla beraber başa oynayabilir. Unutulmamalı ki bu oyuncularda uzaydan gelmedi ve yıldız oyuncuların bir zamanlar yaptıkları gibi çalışarak ilerlemeye ve gelişmeye çalışıyorlar. Bu sayede de izlemesi gerekenler bunlardan bir şeyler kapabilirler. Zaten ihtiyaçları da yok mu?
Özel günlerin önemi
Tenis turnuvalarında, maçların dışında da değişik şekillerde gerçekleştirilen, aslında biraz da alışılmış etkinlikler vardır. Yapılmazlarsa eksikliği pek hissedilmez ama, yapılmaları turnuvalara puan kazandırır. Hep oyuncular puan kazanacak değil ya, biraz da organizatörler puan kazansın değil mi yani?
Neyse! Basın toplantıları, tanıtımlar, "Boğaz Köprüsünde tenis" gibi ilgili şehirle bütünleştirici etkinlikler, başlangıç vuruşu, final günü etkinliği, ödül töreni yanında, bu etkinliklerin en güzeli ve en manidarı "Oyuncu Gecesi"dir. Oyuncu gecesi önemlidir, çünkü sosyal ve kültürel bir olay olarak değişik ırk ve ülkelerden katılan oyuncuların ve antrenörlerin birbirleriyle ilişki kurup kaynaşmalarını, dostluklar kurmalarını, spor ile ilgili ev sahibi yöneticilerinde oyuncuları daha yakından tanıyarak tecrübe kazanmalarını sağlar.
Çiçek gibi oldu
Alsancak Stadyumu tehlike arz edip boşaltılınca Gençlik ve Spor il müdürü ile ilgili müdürlük Sayın Valimizin talimatlarıyla UTEM'e taşındı. UTEM, İzmir Cup tenis turnuvasının yaklaşmasıyla ve TTF Yönetim Kurulu Üyesi Sevgili Yüksel Pınar'ın olağanüstü çabalarıyla zaten GSM tarafından büyük bir tadilata alınmıştı. Yapılanların hepsi güzel ve olması gereken işlerdi. Dün maçlar arasında başta merkez kort olmak üzere her tarafı dolaştım. Özlediğimiz bir manzarayla karşılaşmış olmaktan da büyük mutluluk duydum.
Umarım bu güzel tesis, her 7-8 senede bir bu günkü gibi yenileceğine, sürekli kullanım, bakım ve koruma ile her gün pırıl pırıl olur, özlemle beklediğimiz genç yeteneklerimizin kendilerini göstereceği bir spor yuvası haline dönüşür.