TENİS GÜNDEMİ
Yıldızlar kayacak mı?
Herkes her şeyleri duyurduğuna göre bizde bu sefer bilinmeyenlerden bir demet yapalım dedik. Şöyle ki, senelerdir ve hala zevkle seyrettiğimiz yıldızların yaşları ilerlemeye başladı. Yazmak içimden geçmiyor ama mesela yenilerde bizleri terk eden Ivanoviç'ten sonra bir Federer, bir Ferrer, bir Verdasco, Williams kardeşler gibi tenis yıldızları "pro" dünyasında yavaş yavaş son günlerine yaklaşıyorlar. Umarız pek acele etmezler... Peki, kimler gelecek yerlerine; hepimiz bir kaç isim yazabiliriz sanıyorum.
YENİ ADAYLAR KİMLER?
Erkeklerde, genç Amerikalılar Reilly Opelka, Bjorn Fratangelo, Frances Tiafoe, Noah Rubin ve Ernesto Escobedo; Jurgen Melzer ve kardeşi Gerald Melzer; genç Rus Andrey Rublev; ilk defa bu slam'de ana tabloya giren Avustralyalı 20 yaşında ki Blake Mott ve eski 25 numara Julien Benneteau'yu yenerek ana tabloya çıkan yine ATP 512 numaralı Alex Bolt; Lukas Lacko, Go Soeda, Luca Vanni ve Alexander Bublik gibi ümit verenleri not edelim...
Kadınlarda ise Jennifer Brady, Julia Boserup, Aliaksandra Sasnovich, Elizaveta Kulichkova, Rebecca Sramkova, Anna Blinkova, Mona Barthel, Eri Hozumi, Ana Bogdan ve Natalia Vikhlyantseva... Hemen olmasa da bu zor isimlere de artık alışmamız gerekecek sanırım.
Yeni yılın ilk şöleni
Senenin ilk mutlu ve huzurlu "The happy Slam" grand slam'i Melbourne'da başladı. O kadar özlemişiz ki neredeyse yakından takip etmeyen yok artık. Kaldı ki herkes de kendilerine görev addederek en hızlı şekilde her yerden ve her an haber yüklüyorlar. Tenise ilgi artıyor mu dersiniz? Bir haberde benden: Halep'in ilk turda elenmiş olması- Sürpriz mi? Yoksa çok mu hafife aldı rakibini? Ne dersiniz? Korta çıkarken hiç öyle gözükmüyordu!
Bu arada Çağla'mızın ilk turda yenilmesi hepimizi üzdü. Umarım diğer oyuncularımız başarılı olurlar.
İzmirli Müller
Bizlerle ilk defa İzmir Cup'ta buluşan Lüksemburg vatandaşı, 33 yaşındaki Gilles Muller, profesyonel olduktan tam 16 sene sonra, ilki Hewitt'e karşı olmak üzere beş tekler ve iki çiftler finalinden sonra ilk ATP şampiyonluğuna Sidney turnuvasında Dan Evans'ı yenerek ulaştı. Kutluyoruz.
5 set mi? 3 set mi?
Diğer bir uluslararası deyişle bu "bests of five"ı fuzuli görenler var: 2-3 saat süren 3 çekişmeli setin yeterli olduğunu düşünenler olduğu gibi, oyuncularında zaten pek çok sayıdaki turnuvalardan şikayetçi olduklarını söyleyenlerde var. Bazıları da çok oynamak isteyenlere tenisin en hızlı, en teknik ve seyirciler için de en hoşu olan çift maçları oynamalarını öneriyorlar. Ben de tersini savunup zaten topu topu 4 grand Slam var diyorum. Dayanıklılık sporda çok önemli... Maraton gibi, Dakar Rally'si gibi. Her oyuncunun girdiği turnuva sayısı da belli. Şikayet edeceklerine bir ikisine eksik giriverseler olamaz mı? İstenirse spordan, çok uzun diye maraton yarışları da kaldırılabilir, 20 km koşmak kime yetmez denebilir değil mi?
Ayrıca unutulmaması gereken bir önemli durum daha var. İki set kaybettikten sonra diğer setleri alıp kazanan o kadar çok oyuncu var ki! Devam etmeli...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.