Gençlik hazinesi
Futbol kulüplerimizin çoğunda altyapı alerjisi var! O kadar sponsor, reklam, yayın geliri, maç geliri, bilet geliri girmesine rağmen hala borçlar katlanarak yükseliyor. Benim gibiler de köşelerinden "Gençlere altyapıya yatırım yapın" diye yazarak yırtınıyoruz. Bizim gibi düşünenleri destekleyecek habere bakın; Uluslararası Spor Araştırma Merkezi'ne (CIES) göre Süper Lig'de 25 yaş altı en değerli ilk on içinde üç Fenerbahçeli formayı giyiyor.
Ferdi Kadıoğlu 20.9 milyon Euro ile ilk sırada yer aldı. 24 yaşındaki genç yıldızı 20.8 milyon Euro ile Sebastian Szymanski ve İsmail Yüksek 13.8 milyon Euro ile takip ediyorlarmış. Üç futbolcunun değeri 55.5 milyon Euro'yu buluyor. Fenerbahçe onları vakti geldiğinde daha fazla gelirle satacaktır. Listede yer almasalar da Beşiktaş'ta Semih Kılıçsoy ve Galatasaray'da süre alabilirlerse yetenekli gençler bulunuyor. Kulüpler ara sıra genç yetenekleri iyi fiyata Avrupa kulüplerine satabiliyor. Fakat sürekli değil.. Ama nedense bu satışlardan o genç yeteneği en az yedi sekiz yıl boyunca yetiştiren altyapı hocalarına pay verilmemeye, altyapıya yatırım yapılmamaya devam ediyor.
Ha bu arada bir gerçek var Fenerbahçe de bu üç oyuncuyu kendi altyapısından bulup yetiştirmiş değil! Başka takımlardan bir şekilde bulunmuşlardır. Yüzyıllık marka olan kulüplerin hala başka takım altyapılarından oyuncu bulmaya çalışmaları da ilginç. Artık her kulübün akademi liglerini çalıştıran yüzlerce teknik adamı, antrenörü, ek olarak futbol okulları da var. Böyle bir altyapı hazinesi ve gözlerinin önündeki tesislerdeki çalışmalardan da yüzlerce yeteneği keşfetme yollarına gitmeliler. Böylelikle menajerlere, başka takım yöneticilerine muhtaçlıkları kalmadığı gibi, astronomik gider yerine gelirlere kavuşurlar. Kime diyoruz?
HAYAL VE GERÇEK
LİGİMİZDE mücadele eden takımlardan en üst düzey oynayanlar Galatasaray ile Fenerbahçe. Puan farkını açıp birlikte yarışıyorlar şampiyonluk için. Ama oynadıkları futbol kalitesi yeterli mi? Değilmiş onu gördük. Dijitalleşme ile medya sayesinde her an tüm Avrupa Dünya liglerini takip etme şansına sahibiz. Hakikaten de Premier Lig farklı oynanıyor. Şimdi ligimize bakıp Avrupa Kupası'nda finallere çıkma hayalleri var taraftarın. Mesela ilk maçta Sparta Prag karşısındaki sonuca bakıp, nereden geldi o hırs bilemiyorum, Galatasaray'ın turu geçeceğine hatta yine Avrupa şampiyonu olacağına dair bir büyük beklenti içine girildi nedense. Özellikle Muslera'nın suratına çarpıp gol olmayan pozisyonun görüntülerinden sonra! Avrupa şampiyonu olan takımdan çok daha iyi oyunculara sahip olduğu bile söylendi çoğu yorumcu tarafından. Sonuç Galatasaray elendi. Artık kaç yıl daha beklenecekse... Şimdi elde Fenerbahçe var. Kadrosu iyi. Avrupa maçlarına çok harika başladılar ama son maçlar felaketti. Fenerbahçe gerektiği gibi oynarsa rakibini eleyeceği inancındayım. Ama final hayal gibi!
GEREK YOKTU
Ah Ergin hocam... Bazen gereksiz yere öyle bir laflar ediyorsun ki, rakip taraftarlara karşı sempatik yerine antipatik oluyorsun. Sadece bir basketbol koçu olarak sözler etsen kabul edilebilir ama sen hem Milli Takım, hem Panathinaikos koçusun. Ağzından çıkan sözcükleri süzmen, sorumluluk içinde spor kamuoyuna demeçler vermen gerek. Niye yazdım; Ergin hocamız yine başarılarından bahsederken Fenerbahçelileri kızdıracak sözler söyledi. "Fenerbahçe'de asla görev yapmam" dedi. Aman hocam geçmiş yıllarda ne ünlü futbolcular bu lafları söylediler sonra da yutmak ve çalışmak zorunda kalmışlardı. Milli Takım koçu olarak yapıcı demeçler için daha dikkatli konuşsan iyi değil midir?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.