Trabzon-Beto düellosu
T amer Tuna'nın, Trabzonspor maçı 11'ini görünce işin rengi anlaşıldı.
Ghilas ve Demba Ba kenarda otururken, sahaya forvetsiz çıkan takımın niyeti, gol yememek, kıstırırsa bir tane atıp puan veya puanları almaktı. Tayfur ve Scarione kadroya bile alınmamıştı, yedek kulübesinde iki yedek kaleci oturuyordu. Başkan Sepil'in sezon başında nokta oyuncu transferlerini alkışlamış, Göz-Göz'ün Süper Ligin çiçeği burnunda takımı olarak aldığı sonuçlara ve ilk yarıdaki 30 puanına hayranlığımızı belirtmiştik.
Ancak ara transfer Göz-Göz'ler için pek başarılı geçmedi. Defans sıkıntısına rağmen Peybernes'in gönderilmesi, hele hele 14 gole imza atan takımın gol silahı Adis Jahovic'in astronomik bir para istememesine rağmen gönderilmesi Göztepe'nin hayli aleyhine oldu. Peybernes'e yüksek ücret ödenecek olması bir mazeret sayılabilir ama dünyanın golcülere büyük paralar akıttığı bir sırada Göztepe'nin Jahovic gibi taraftarın sevgilisi, takımı için herşeyi veren bir adamın kaybedilmesi hayli düşündürücüydü. Sezon başından beri, "Ha bu hafta, ha önümüzdeki hafta patlar" dediğimiz Gouffran yine kahretti, nasıl sürekli 11'de inanamıyoruz.
JAHOVİC YOKSA BETO VAR
"Bir takımın kalecisi ve santrforu iyiyse sorun yok" derler. Jahovic'i kaybettik de, Allah bu kaleci Beto'dan razı olsun. İlk yarı skor levhasında 4-0 yazabilirdi ama, inanılmaz kurtarışlarla takımının dağılmasını engelledi. 2. yarıda da süperdi. Okay'ın üç gollük topunu ancak o önleyebilirdi, Sosa'nın frikiğini de. Ve de Abdülkadir'in füzesini çıkarışı inanılmazdı. Olcay'ın 5. dakikadaki direkt kaleye giden topunun yan direkten dönmesi de şansın Göztepe'nin yanında olduğunu göstergesiydi. Demba Ba, 2. yarıda oyuna girdi, füzesiyle ve de Halil'e "Al da at" dercesine yaptığı harika asistle, "Ben futbolun ağababasıyım" dedi. Ve Göztepe öyle veya böyle altın puan kazandı. En çok hafta başında 2646 kilometre yol tepip tribünü dolduran taraftara helal.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.