Göztepe tatile çıkmış bile
Daha maçın ilk 15 dakikasında Kasımpaşa'nın Göztepe kalesinde bir gol bulup bir şutunun direkten döndüğünü görüp en az 3 pozisyonda da kaleci Beto'nun yüzde yüzlük gol kurtarışları yaptığında "evyvah eyvah" dedim... Pozisyonlar ardı ardına geldi, tükenmedi. Bieto kurtarmaktan, arkadaşları onu izlemekten bıkmadı. Göztepe maçın daha başında ben oynamıyorum" diyen mızıkçı çocuklar gibiydi. Savunmada tel tel dökülen, orta sahada eriyen, hücumda ise hiç gözükmeyen Göztepe bir anlamda yenilgiye davetiye hazırlıyordu. Aslında bu durum pek de yabancı değildi. Göztepe son haftalarda hep böyleydi... Ne eskisi gibi kora kor dişe diş mücadele, ne heyecan vardı... Krediler tükeniyor, puanları cepten yeniyordu da bizler görmezden geliyorduk... O yere göğe sığdıramadığımız takımın yerinde yeller esiyordu. Tıpkı dünkü gibi.
CASTRO BİLE ETKİSİZDİ
Savunma kusura bakmasınlar ama Allaha emanet. Stoper Titi vasatın altındaydı, orta sahadan üretilen Borges bizim gibi maçı izliyordu... Sağda Gassama, solda Berkan günü kurtarma derdindeydi. 16 maç sonra takıma dönen Poko'yu dün de göremedik...
Castro bile etkisiz elemandı. Yeni transferler Kamil Wilczek ve Zlatko Tripic ona keza hala yoklar... Tüm bunları izlerken, dizlerimizi döverken, "Acaba bu takım Alpaslan, Serdar ve Soner'den mi ibaretti" demekten de kendimi alamadım. Yok yok sadece onlar olamaz bu takım ruhunu kaybetmiş. Ne olduysa deplasmanda 3-1 kazanılan Konyaspor maçından sonra oldu. Gaziantep maçında sinyal verdiler, Kayseri'de her şey belirginleşmeye başlamıştı, Başakşehir maçında sahne netleşti dün ise Kasımpaşa maçında tescillendi. Göztepe 34 puana ulaşınca Avrupa hedefinin peşinde koşmak yerine tatile gitmeyi yeğledi. Yazık, çok yazık... Bindikleri dalı kestiler... Mesele ligde kalıp havlu atmak değil, mesele giydiğin formanın hakkını vermek... Öyle değil mi İlhan Palut hoca... Sen de cepten yiyorsun...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.