Süper Lig'de Ankaragücü maçından önce oynadığı 5 maçta 4 galibiyet ve bir beraberlik alarak tehlikeli bölgeden hızla uzaklaşan Göztepe, Başkent deplasmanından tabiri caizse adeta dağıldı.
Ünal Karaman yönetiminde son 5 maçta alınan 13 puan futbolcular, taraftar ve camiayı oldukça rahatlatmıştı. Süper Lig'e çıkıldığı sezondan itibaren genelde düşme hattının hemen üzerinde yer alan Göztepe taraftarı genelde stress dozu yüksek maçlar izledi.
Ama bu yıl artık Büyük Göztepe taraftarının biraz daha rahat maç izlediğini biliyorum.
Ligde kalmak için mutlaka kazanmak isteyen Ankaragücü'nün maça istekli ve arzulu başlayacağı belliydi ve aynen de öyle oldu.
Ancak maçın ilk 15 dakikasında yaşanan üst üste sakatlıklar bir anda oyunun hızının düşmesine neden oldu.
KÖTÜ OYNAMA HAKKINIZ YOK
Göztepe'nin ilk yarı boyunca hiç etkili atak yapmaması ve şut atamaması dikkatlerden kaçmadı. Hikmet Karaman, Göztepe'nin en önemli silahı Halil'i kilitleyerek tehlikeli olmasını önledi. Ev sahibi ekip girdiği pozisyonları değerlendiremezken kullanılan köşe atışında Alpaslan ve Atınç gibi iki dev kulenin arasından kısa boylu oyuncunun kafayla gol atması da ilginç bir detay.
Her hafta futbolculardan maçı kazanması beklenemez ancak bu kadar kötü oynamaya hakları yok. Maçlar kaybedilir kazanılır ama kötü oyunu kimse kabul etmez. İkinci yarıda ev sahibi ekip 60 ve 62. dakikalarda attığı gollerle skoru 3-0 yaptı. Bu dakikadan sonra Göztepeli oyuncular maçı çevirmek için istekli ve arzulu bir futbol ortaya koyamadılar. Göztepe, bu maçı kazansa belki artık 'Avrupa Kupaları mı?' diye hesap yapabilecekken bu deplasmandan 3-0 gibi farklı bir skorla mağlup dönmeleri onlara hiç yakışmadı. Ankaragücü maçı bir iş kazası olarak yorumlanmalı ve yarından itibaren bu maç unutulup önümüzdeki maçlar için plan ve program yapılmalı. Hala lig bitmiş değil tekrar bir seri yakalanırsa başka hedefler yeniden konuşulur.