Kulluk bilinci
Şu üç günlük dünyada, göz açıp kapayana kadar "ömür" denen sermaye geçip gidiyor. Geriye dönüp baktığında koca bir ömrün nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Onun için ömür, gelip geçici heveslerle ziyan edilemeyecek kadar çok değerlidir. Bu nedenle kulluk bilincini elden bırakmayalım ki ömrümüzün sonunda huzurlu bir kalp ile ebedi hayata göç edelim.
Kulluk bilinci insanın hem dünya hem de ahiret hayatını kurtarır.
EN SEVİMLİ AMEL
Önce kendimizi düzeltmeliyiz. Bunun için ibadetlerde ve salih amellerde istikrarlı olmak gerekir. İslam dairesinde düzenli bir hayat insana ebedi saadetin kapılarını açacaktır. Bu konuda şöyle bir hadisi şerif rivayet edilir. Bir gün Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), "Allah katında amellerin en kıymetlisi hangisidir?" diye soruldu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) şöyle cevap verdi:
"Allah'a en sevimli gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır." (Müslim, Salâtü'l-Müsafîrîn). Bu cevap, ibadet ve kulluğun, iyilik ve ihsanın bir denge ve düzene muhtaç olduğunu haber veriyor.
Rahmet Peygamberi, bu cevabıyla bizlere imanımızın göstergesi olarak Rabbimize ibadet ederken sadeliğe ve az da olsa sürekliliğe dikkat etmemizi öğütlüyor.
BAŞIBOŞ DEĞİLİZ
Kulluk bilincimizi bir ömür canlı tutmak için Cenabı Hak ile kurduğumuz gönül bağının ibadetlerimizle düzenli olarak beslenmesi çok büyük önem taşır. Hayatımızı disiplin altına alarak güzelleştiren kulluk bilinciyle yaşarken "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (Hicr, 15/99) ayetiyle, son nefesimize kadar sorumluluğumuzu devam ettirmeliyiz. Yine kulluk bilinciyle birlikte çevremize de faydalı olmak için sevgimize, şefkatimize, ilgi ve desteğimize ihtiyaç duyan herkesin yanında olmalıyız.
Birlik ve beraberliğimizi zedeleyen, bizi birbirimize düşürerek zayıflatan söz ve davranışlardan ısrarla kaçınmalıyız. İşte gördüğünüz gibi bizler sadece bu bedene ait "başıboş" bir birey değiliz.
İNSANLIK BİZE EMANET
Bu can, sahip olduğumuz mal mülk, aile ve çocuklarımız yani bize ait olan her şeye Allah'ın birer emaneti gözüyle bakmalıyız. Çünkü zaman gelecek hepsine de bir gün veda edeceğiz. Nitekim Allah (c.c.) En'am suresi 162. ayette "De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir." buyuruyor. Kulluk bilinci, kendimizin bu dünyaya ait olmadığımızın farkına varmaktır. Kulluk bilinci, mensup olduğumuz din İslam'ı unutmamaktır.
Kulluk bilinci, birey değil ümmet olduğumuzun farkına varmaktır. Ümmet olma bilinciyle Allah'ın tüm insanlığı bize emanet ettiğini de unutmamalıyız.
Çünkü Allah (c.c.) "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" (Ali İmran 110) buyurarak bizlere büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumlulukla hareket ederek insanlığın kurtuluşu için çalışmalıyız. Dünyanın dört bir yanında mazlum coğrafyalarda, Arakan'da, Mynmar'da, Afrika'da, Suriye'de zulüm altındaki insanlardan da kendimizi sorumlu tutmalı ve bu bilinçle yaşamalıyız.
Herkes elinden ne geliyorsa imkan dahilinde gücünü ortaya koymalı bize emanet edilen insanlığa zaman kaybetmeden ertelemeden sahip çıkmalıyız.
Eğer oradaki insanlar bu ümmetten umudunu keserse vay halimize...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.