Asırları aşan ilahi bir aşk
ÖLÜM DEĞİL VUSLAT
"En yüce sevgili" olan Allah'a (c.c.) kavuştuğu için ölümü bir son değil "düğün ve vuslat gecesi" yani "Şeb-i Arus" olarak gören Hz. Mevlana'nın düşünceleri, yüzyıllardır insanlığa ışık tuttu. İlahi aşkı anlatan, barış ve hoşgörüyü tavsiye eden fikirleri insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ediyor. İlahi aşka adadığı 66 yıllık ömründe insana ve hayata dair başta ölümsüz eseri Mesnevi olmak üzere birçok eser bırakan Mevlana Celaleddin-i Rumi, aslında üne kavuşmadan önce de büyük bir İslam alimiydi. Dünyaya geldiği Afganistan'ın Belh şehrinden Konya'ya kadar uzanan yolculuğunda çeşitli alimlerden dersler alan Hazreti Mevlana, "Sultanü'l-ulema" yani "Alimler sultanı" diye tanınan babası Bahaddin Veled'den de ilim konusunda çok istifade etmişti. Babası Bahaddin Veled vefat edince halifesi Seyyid Burhaneddin Konya'ya gelerek Mevlana'nın manevi eğitimini üstlenmişti. Ayrıca Mevlana, bu süreçte Halep ve Şam'da da çeşitli ilimlerde tahsil görmüştü. 9 yıllık eğitimin ardından Seyyid Burhaneddin, Mevlana'yı halkı irşad ve öğretimle görevlendirmişti.
ŞEMS-İ TEBRİZİ ETKİSİ
Bu kadar çok ilim tahsil ederek allame-i cihan haline gelen Hz. Mevlana'nın manevi alandaki ilerlemesi, gelişmesi ve nihayetinde ilahi aşk ile tanışması, büyük bir arif olan Şems adındaki dervişin Konya'ya gelip kendisiyle görüşmesiyle gerçekleşmişti. Hatta Mevlana ile Şems'in ilk görüşmeleri ve aralarında geçen derin sohbet dillere destandır. İşte bu ilk görüşmede Şems, Mevlana üzerinde büyük etki bırakmıştı. Hazreti Mevlana Şems'i tanıdıktan sonra aradığını bulmuş ve manevi alanda da hızla ilerledi. Manevi alanda ilerlemeyi arzulayan ve bunun için mana adamlarının peşinde olan Mevlana, aradığını bu büyük arifte buldu.
HAKİKAT YOLCUSU
İşte Mevlana Celaleddin-i Rumi ilahi aşk ile tanışınca bambaşka bir hal aldı. Tasavvuf hırkasını giyen Mevlana, aşk ve cezbe, haliyle şiirler söyleyip meclislerde ney eşliğinde semaya başladı. Birçok gizli hakikati idrak etmeye başlayan büyük zat, halkın gönlünde de taht kurdu. Tabi ki Şems ile ilgili yaşanan üzücü hadiseler onu da derinden sarstı. Ancak artık Hz. Mevlana hakikat denizinde tek başına ilerlerken, ardından da asırlar boyunca kitleleri "Gel ne olursan ol yine gel, ister kafir ister Mecusi ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir, yüz bin kere tövbeni bozmuş olsan yine gel" diyerek kurtuluşa çağırdı.
7 ÖĞÜT
İşte o gün bugündür bu dergah hiç boş kalmıyor. Dünyanın dört bir yanından insanlık bu çağrıya koşuyor. Bizler de topraklarımızda yetişen bu büyük değere sahip çıkmalı onun sözlerine iyi kulak vermeliyiz diyerek yine Hazreti Mevlana'nın 7 öğüdü ile yazıma son veriyorum:
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörüde deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.