Depremler ve salgın kıyametin habercisi
Zaman zaman fikirlerinden faydalandığım değerli büyüğüm ve meslektaşım Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Bulut'a son zamanlarda artan depremler ve salgın olaylarının kıyamet habercisi veya ilahi bir mesaj olup olmadığını sordum. Bana bu konuyla ilgili yine her zamanki gibi açık ve net cevaplar verdi.
Bu olayların hem ilahi bir mesaj hem de kıyamet habercisi olduğunu aktaran Bulut, "İnsanlık doğru bir şekilde yolunda gitseydi bile kıyamet eninde sonunda kopacaktı.
Çünkü Allah, bu alemi bu evreni geçici bir evre olarak yaratmıştır. Ana karnındaki gibi herkes 9 ay 10 gün burada kalır. Ana rahmindeki maceramız da belli bir süre içindedir. Dünya hayatımız da tıpkı ana rahmindeki gibi geçici bir evredir.
Yani bu sahne kapanacak.
İşte bu sahnede görünen her insan gittiği gibi unsurları ölen bir bütünün sonunda kendisi de ölecektir. Nasıl ki insanlar tek tek öldüler. Yıldızlar tek tek ölüyorlar. Evrendeki yıldızlar da ölüyorlar. Yani bir parçası ölen bütünün sonunda kendisi de ölecektir" dedi.
İNANIYORSAN FANİYE TAPMA
Allah'ın kullarını gönderdiği peygamberlerle, kitaplarla uyardığını ayrıca deprem ve salgın gibi afetlerle de bu hayatın gelip geçici olduğunu hissettirmeye çalıştığını söyleyen Mehmet Ali Bulut, "Mesela bir ağaçta meyve olgunlaştıktan sonra en çok kalacağı süre 5-10 gündür.
Şeftali olgunlaştıktan sonra 3-5 gün içinde dalından toplamazsan bozulur. İnsanlık da bu hilkat ve kainat ağacının bir meyvesidir. İnsanlık belli bir evre yaşar ondan sonra bu dünyadan geçip gider.
Aynı insan gibi dünya sahnesi de bir gün mutlaka kapanacak. Bu anlamda depremler, afetler ve bu salgınlar ilahi bir mesajdır.
Ama bazıları bunu hissediyor, bazıları hissetmiyor. Dünya hayatını esasa alan bazıları, bunlardan ders almıyor. Bu yaşananlar, hem kıyamet alameti hem de ilahi bir mesajdır. Çünkü Rabbimiz bir manada, 'inanıyorsan bu faniliğe tapma ey kulum, bu geçecektir' diyor. Yani sadece dünya için değil, biraz da ahiret hayatı için çalışmamız ve hazırlık yapmamız isteniyor" şeklinde konuştu.
İNSANOĞLU DÜNYAYI BOZDU
İnsanın dünyayı kendi elleriyle yaşanmaz hale getirdiğini belirten Bulut, sözlerine şöyle devam etti: "Bunu çevre açısından da görüyoruz.
Türlerin ve soyların tükenmesi açısından da görüyoruz.
Dünyada her dakika bir tür yok olup gidiyor. Bu türler bittiği zaman insanın yaşama şansı kalmaz. Karıncayı, arıları ve hatta solucanı bile yeryüzünden kaldırdığınızda insanın yeryüzünde yaşama şansı kalmaz. Bütün bunlar bizim hayatımızın rahat yaşanabilmesi ve bu evrenden istifade edebilmemiz için Allah'ın yarattığı bir ekosistemin parçasıdır.
Biz bu sistemi bozuyoruz. Bozulan bu sistemin geri dönüşümü de dehşet olacaktır.
Yani bugüne kadar dünyanın kendisini tazelemesi, yenilemesi mümkündü.
Ama biz o kadar saldırdık ki dünyanın aurası yırtıldı.
Dünyanın dört bir tarafında enteresan olaylar sonucunda dünya yaşanmaz hale gelmeye başladı. Dünya sıcaklığı en fazla totalde birkaç derece arttığı zaman insan yeryüzünde yaşayamayacak hale gelecek. Bu taş çatlasa 2100 yılına geldiğimizde dünyanın toplam ısısı 3 derece artacak ki insanın artık yaşayabilmesi neredeyse imkansız hale gelecek.
Bu beraberinde iklimin bozulmasıyla birlikte başka afetler getirecek. Giderek hortumlar artıyor. Giderek dünya üzerindeki basınç artıyor. Basıncın artması içerdeki lavları ve çatlakları zorluyor. Fay hatları kırılıyor.
Hem insanın yaptıklarıyla hem mukadderatın üst üste gelmesiyle önümüzdeki dönemde dünya gerçekten daha da yaşanması zor hale gelecektir. Teknolojinin yükselmiş olması belki depremlere karşı sağlıklı binalar yapmamıza hizmet edebilir.
Gelmekte olan afetleri önceden sezip yaptığımız sığınaklara da sığınabiliriz.
Bu tür şeyleri insanoğlu geliştirebilir ama dünya giderek daha az yaşanabilir bir yer haline gelecek. Çünkü artık sona doğru gidiyoruz."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.