FETÖ ONU DA KANDIRMIŞ
15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasının kilit ismi Orgeneral Akın Öztürk'ü, bir dönem Diyarbakır'da birlikte görev yaptığı Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş anlattı. FETÖ'cü darbenin başarılı olması halinde Genelkurmay Başkanı yapılacağı iddia edilen Öztürk'ün, darbe günü ortaya çıkan görevlendirme listesini hazırlayan isim olduğunu belirten Karataş, "O listede İstanbul, Ankara ve İzmir'e atanacak valilerin üçü de havacı ve Öztürk'ün yakın ekibinden.
Kritik görevlere atanacak isimlerin neredeyse tamamı havacı. Bundan önceki hiçbir darbede havacılar bu kadar ön planda olmamıştır" diye konuştu.
FETÖ'cü darbenin merkezinin Akıncılar seçilmesinin tesadüf olmadığını belirten Karataş, "Akıncılar Üssü darbe için özel hazırlanmış. Akın Öztürk'ün damadının Akıncılar'a filo komutanı yapılması her şeyi anlatıyor" diye konuştu.
-Siz bir FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkan Balyoz'dan 16 yıl hüküm giydiğinizde Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı olarak Akın Öztürk ile birlikte görev yapıyordunuz. Öztürk'ün 15 Temmuz darbe girişiminde oynadığı rol ve darbenin 1 numarası olduğu iddiası sizi şaşırtı mı?
Darbecilerin ortaya çıkan görev emrinde Akın Öztürk, Genelkurmay 2. Başkanı olarak görünüyor. Bence bu darbenin 1 numarası o olamaz. Zaten kendisi de ifadesinde, "Beni 2. Başkan olarak göstermişler ama ben aslında daha kıdemliyim" diyor. Yani, "Benim hakkım 2. Başkanlık değil Genelkurmay Başkanlığı" demeye getiriyor. İfadesinden anlıyoruz ki o da kendisine uygun görülen göreve şaşırmış. Yani 15 Temmuz'un başka bir 1 numarası var.
"3 İLİN VALİSİ ONUN ADAMLARI"
Darbecilerin görev emrinde valiliklere ve kritik kurumlara atanacak komutanların büyük bölümü havacı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- Türkiye'de bundan önceki darbelerde hep karacılar ağırlıkta olmuştur.
Eğer bu darbe başarılı olsaydı havacılar ön planda olacaktı. Bu durum görev emrinin kim ya da kimler tarafından hazırlandığına dair önemli bir ipucu. İstanbul-Ankara ve İzmir'e vali olarak atanacak komutanların üçünün de havacı olması ve Akın Öztürk'ün yakın çalışma ekibinden seçilmesi enteresan. Burada görevlendirme yapılırken Öztürk'ün dahli olduğu çok açık.
"DAMADINI AKINCI'YA ATADI"
Akıncı Üssü adeta darbecilerin karargahı gibi kullanıldı. Akıncı Üssü'nden Ankara'yı ve Meclis'i bombalayan uçakların kalkması, Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş'un orada filo komutanı olarak görevlendirilmesi sizce bir tesadüf müydü?
Bakın Balyoz ve Ergenekon kumpaslarıyla TSK'da büyük bir kıyım yapıldı. Bizden boşalan yerlere de kendi adamlarını yığdılar. Akın Öztürk'ün damadının yurt dışı görevden sonra Akıncı'ya filo komutanı yapılması etik değildir. Bir Hava Kuvvetleri Komutanı damadını Akıncı'ya değil, Diyarbakır 182. Filo'ya göndermeli. O zaman senin damadın olarak değil de, adam gibi gider görevini yapar. Eğer sen damadını, arkadaşlarını kayırırsan altındaki adamları kontrol edemezsin. Akıncı Üssü'nün darbe için aylar öncesinden hazırlandığı ortada.
"ORDUNUN GENETİĞİYLE OYNANDI"
Darbe kalkışmasının olduğu gün komuta kademesinin büyük bölümü düğünlerde. Hatta bazı komutanlar o düğünlerden alındı darbeciler tarafından. Burada bir tesadüf söz konusu mu?
Temmuz ayı TSK'nın düğün ayıdır. YAŞ'tan önce düğünler aradan çıkarılır. Ama darbe gecesi komutanların neredeyse tamamının düğünde olması ayrı bir skandaldır.
Komutanların düğünde olması değil mesele... Maalesef bazı şeylerin çivisinin çıkmış olması.
Bakın 9 Haziran 2014'te Diyarbakır Garnizon'daki Türk Bayrağı indirildi. Biz ne yaptık peki? Ağustos 2014'te o bayrağın indirildiği yerdeki 2. Hava Komutanı'nı emekli ettik. Ardından 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'nı NATO'ya uygun yeni bir komutanlık yapıyoruz diye kapattık. Her şeyi Eskişehir'e taşıdık. Diyarbakır'da görevli bir korgeneral bırakmadık. Darbe günü Diyarbakır Üs Komutanı gece görüş kabiliyeti olan uçaklarıyla geldi, Ankara'daki bombalamalara katıldı. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı basan general Semih Terzi, Diyarbakır'dan geldi Ankara'ya...
Bütün bunlar olurken Diyarbakır'daki en üst düzey komutan düğündeydi. Olacak tabi...
Ama siz Diyarbakır'da bir korgeneral bıraksaydınız, darbe akşamı komuta kontrolde bu kadar zafiyet olmazdı.
Maalesef ordunun genetiğini bozdular. Liyakata göre değil, istediklerini atadılar önemli görevlere. Böyle genetiğiyle oynanmış bir ordunun darbeye kalkışmasına şaşmamak lazım.
FETÖ'nün orduya nasıl bu kadar rahat sızdığı çok tartışılıyor. Sizce bu nasıl oldu?
Bu işin bazı kırılma noktaları var. Birinci kırılma noktası 80'li yıllarda yaşandı. FETÖ siyasi iktidarların da desteğiyle devlete ve orduya sızdı.
İkinci kırılma noktası Soğuk Savaş döneminin sona ermesi.
NATO, Sovyetler Birliği'ne karşı Türkiye'nin konumunu yeniden değerlendirdi.
1. Körfez Savaşı'nda Türk ordusu ABD'nin isteklerine karşı çıktı. Bu durum ABD'nin TSK'ya bakışını değiştirdi.
Sovyetlerin dağılmasından sonra ABD tek süper güç olarak kaldı. Bizim TSK'yı da kendi beklentileri doğrultusunda şekillendirmek istedi.
FETÖ ile yakınlaşmaları da böyle başladı
ABD VİZE KAĞIDINDA GÜLEN NOTU
Sizce ABD Gülen'i Türkiye'ye verir mi?
ABD derin devleti Gülen'i Yeşil Kuşak Projesi'ni tamamlamak, Afrika ve Orta Asya'yı ele geçirmek, Türkiye'deki emellerini gerçekleştirmek için kullanıyor. Bu adamı kolay kolay harcamazlar.
Bu bir ABD politikasıdır. Onlar her türlü muhalifi kullanır. ABD'ye gidenler bilir. Vize almak çok zordur.
Bir dönem ABD Büyükelçiliği'nden alınan vize kağıdının altına "Fethullah Gülen'i ziyarete gidiyor" diye not düştü Amerikalılar. Bu ibareyi gören ABD'li görevli hemen vizeyi veriyordu. Gülen'e işte bu kadar yol verdi ABD...
"YENİ BİR KALKIŞMA İNTİHAR OLUR"
FETÖ'cü ihanet çetesinin 14 Ağustos'ta bir kez daha darbeye kalkışacağı iddiaları var. Buna ne diyorsunuz?
Böyle bir ihtimal görmüyorum. Eğer birileri yeni bir askeri kalkışma denerse bu isyan demektir. Sonuçlarına katlanırlar. Bir anlamda intihar ederler. Siyaseten bir girişim olacağı, bazı vekillerin istifa edeceği iddialarına da katılmıyorum. Ama önemli siyasilere, kanaat önderlerine suikast girişimleri olabilir.
Kimse şu gerçeği unutmasın... Türkiye çok ateş çemberinden geçti. Direkten döndü.
Tehlike devam ediyor. Türkiye'nin jeopolitik konumu sadece deprem fay hatları üzerinde değil.
Bu coğrafya aynı zamanda politik kırılma ve terör fay hattı üzerinde.
"RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ STRATEJİK HATAYDI"
Türkiye-Rusya ilişkileri geçen yıl düşürülen Rus uçağından sonra büyük bir krize girdi. Sizce o uçak iki ülkenin arasını açmak isteyen FETÖ militanları tarafından mı düşürüldü?
Son dönemde sadece düşürülen Rus uçağı değil, Uludere olayının da yeniden incelenmesi gerektiği tartışılıyor. Madem bunlar araştırılacak, Suriye tarafından düşürülen uçağımız ve bizim düşürdüğümüz Suriye helikopteri ve uçağı incelensin.
Akın Öztürk'ün Hava Kuvvetleri Komutanlığı döneminde düşürdük Suriye uçağı ve helikopterini... Bunları incelemek öyle kolay değil. Ama 1950'den beri bizden başka Rus uçağı düşüren devlet yok. O uçak düşürüldüğünde 6 bin metrede uçuyordu. Tehdit teşkil etmiyordu.
17 saniyelik bir sınır ihlali yapmıştı.
Uçağın vurulması stratejik ve taktiksel olarak hataydı.
"GÜLEN'İN KEFİLİ GRAHAM FULLER"
-FETÖ'nün orduya sızmasında zafiyet gösteren askeri yetkililer olmadı mı hiç?
80'li yıllardan itibaren komuta kademesinde üst düzeyde görevde bulunanların tamamı bu işten sorumludur.
Bugünlerde çıkıp Fethullah Gülen'le ilgili her türlü karşı koymayı yapanlara o zaman Gülen'in çalışmalarını söylediğimizde başlarını çeviriyorlardı.
-Siz 2003 yılında ABD'de Silahlı Kuvvetler Hava Ateşi olarak bulunuyordunuz. Gülen'in ABD'ye gittiği ilk yıllarda oradaydınız. Nasıl yerleşti oraya?
ABD içerisinde CIA ve bazı din adamları Gülen'in 2003'te yaptığı yeşil kart müracaatına kefil oldular.
Buna karşı dava açıldı. Başlangıçta savcı ve FBI, Gülen'e yeşil kart verilmesine karşıydı. Ama CIA bastırdı, 2010'da Gülen'e yeşil kartı verdiler. Eski CIA elamanı Graham Fuller, orada yaşayan bir işadamı ve bazı Hristiyan din adamları Gülen'e yardım etti. Hatta kefil oldular.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.