Seferihisar’da tek başına

CHP'de Alaattin Yüksel'in beklenen istifasıyla başlayan süreç giderek ilginç bir hal alıyor...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun isteğiyle istifa etmek zorunda kalan Yüksel ve ekip arkadaşı Aziz Kocaoğlu, "Biz henüz son sözümüzü söylemedik" havasında...
Genel merkeze danışmadan kendi dar ekiplerinden bir ismi il başkanı seçtirmeler...
Belediye ve ilçe başkanlarına "Alaattin Yüksel'le devam edilecek" dayatmasında bulunmalar...
Bir özgüven patlaması yaşadıkları her hallerinden belli olan ikilinin son numarası Kılıçdaroğlu'nun Seferihisar programını sabote etmek oldu.
CHP İl örgütü ve belediye başkanları dün Seferihisar'da yoktu...
İşlerinin yoğunluğundan olsa gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ve restoran işletmecisi yeni il başkanı da ortalıkta görünmedi...
İl yönetiminden sadece Utku Gümrükçü oradaydı...
CHP'nin genel başkanı dün Seferihisar'da gördüğü manzarayı herhalde aklının bir köşesine not etmiştir...
Kocaoğlu-Yüksel ekibinden korktukları için kendisini yalnız bırakan başkanları da not etmiştir...
İzmir CHP'de son 48 saatte yaşananlar Genel Merkeze yapılan bir post-modern darbedir...
CHP yönetimi kendisini yok sayan, hemen her fırsatta Genel Başkana ayar veren İzmir cuntasına 'patronun kim olduğunu' hatırlatmak zorunda...
Bunu yapmazlarsa çok yakında o koltuklarda oturmalarının bir anlamı kalmayacak...

YÜKSEL'İN DİLEKÇESİ
Alaattin Yüksel'in Genel Merkeze yolladığı istifa dilekçesi adeta bir Kemal Kılıçdaroğlu eleştirisi gibi...
O dilekçede sadece Seferihisar programının kendisinden habersiz hazırlanmasına tepki göstermemiş Yüksel...
Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi yönetim tarzına da sert eleştiriler getirmiş...
"Genel politikada yapılan önemli hatalar nedeniyle partimiz bir türlü iktidar yolunda ivme kazanamamakta ve parti içi kurumlar çalıştırılmamaktadır..." Bu cümleden anlaşılacağı üzere Kılıçdaroğlu'na "Sen CHP'yi iyi yönetemiyorsun" diyor Yüksel...
Şimdi bütün bu eleştirileri istifa dilekçesine yazan adamın yapması gereken nedir?
Yeniden il başkanı olmak için Büyükşehir Belediye Başkanını devreye sokmak ve Genel Başkana baskı yapmak mı?
Yorum sizin...