İş kazaları ve meslek hastalıkları üzerine bilimsel çalışmalar yapılacak
Bunun yanında, esnaf sanatkarların iş yaşamlarındaki tek zorluk sadece finansal yetersizliklerden kaynaklanmamaktadır.
El sanatları ile emeğini birleştiren esnaf sanatkarlarımız mesleklerinin gerektirdiği ağır şartlar altında faaliyetlerini sürdürmekte, özellikle sanayi bölgelerinde sağlıklarını hatta hayatlarını riske atarak iş görmeye çalışmaktadırlar.
Gerek ekonomik nedenler, gerek teknoloji ve donanım noksanlığı gerekse eğitim yetersizliği, özellikle el emeğinin kullanıldığı sanayi bölgelerinde çoğu zaman tehlikeyi işin bir parçası haline getirmektedir. Tehlikeli durumlar ve tehlikeli ortamlar, tehlikeli davranışlarla birleştiğinde iş kazaları ya da meslek hastalıklarını doğurmaktadır.
TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklerde, Türkiye'de her 6 dakikada bir iş kazası olduğu, her 6 saatte bir kişinin hayatını kaybettiği, her 3 saatte bir 1 kişinin iş göremez duruma geldiği belirtilmektedir.
Türkiye iş kazalarında ne yazık ki Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırayı almaktadır. Oysa ki çeşitli kaynaklar iş kazalarının yüzde 50'sinin kolaylıkla önlenebilecek kazalar olduğunu göstermekte, yüzde 48'sinin ise sistemli çalışma ve alınan tedbirlerle önlenebileceği açıklamaktadır.
Meslek hastalıkları konusunda durum iş kazalarına nazaran daha fazla endişe verici boyuttadır. Çünkü dünya ülkelerinde meslek hastalıklarının görülme sıklığı çalışan nüfusun yüzde 4'ü ile yüzde 12'si arasında değişmektedir. Bu değerlere göre Türkiye'de 30 bin ile 100 bin arasında meslek hastalığı olması beklenmelidir. Oysa Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerinde bu sayı 429 dolayında seyretmektedir. Bu da bize rakamların gerçekçi olmadığını ve bir çok meslek hastalığının gözden kaçırıldığını göstermektedir. Yani, Türkiye'de meslek hastalığına ilişkin önlem almak bir yana, varlığını ortaya çıkaracak tespitlerin bile yapılamadığı üzücü bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durumun iki temel nedeni vardır;
- Türkiye genelinde meslek hastalığı tanısı koymakla yetkili sadece iki meslek hastalıkları hastanesinin bulunması,
- Özlük hakları tamamen iş verene bağlı olan işyeri hekimlerinin meslek hastalıklarının bildirimi konusunda çekingen davranmaları ve çalışanların da işinden olma endişesini taşımaları sonucu sessiz kalmalarıdır.
Bunların yanı sıra belirtilmesi gereken bir diğer unsur, meslek hastalıklarına yol açan sanayi kaynaklı çevresel atıkların sadece işi yapanı değil, yakın ve hatta uzak çevre halkını da etkilemesidir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları tüm iş kollarını ilgilendiren bir konu olmakla birlikte özellikle iş kollarının doğası ve üretimde kullanılan malzeme ve kimyasallar itibariyle, mermercilik, marangozluk, tekstil, diş teknisyenliği, ayakkabıcılık, mandıracılık, demir işleri, dökümcülük, oto tamirciliği, elektrik teknisyenliği, odun ve kömürcülük, kuaförlük ve matbaacılık sektörlerinde daha sık rastlanıldığı söylenebilecektir.
Bu anlamda İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda mevcut durumun bilimsel olarak ortaya konmasını önemli bir görev olarak kabul etmektedir. Bu amaçla da Dokuz Eylül Üniversitesi İş Sağlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (İSAMER) ile bir işbirliği protokolü imzalama yoluna gitmiştir.
Bu protokolün ana amacı, esnaf sanatkarların sağlıklı çalışma koşullarına kavuşması, iş sağlığının korunması, maruz kalınan meslek hastalıkları konusunda bilimsel araştırmaların gerçekleştirilmesi ve esnaf sanatkarların bu konulardaki farkındalıklarının arttırılması olarak belirlenmiştir.
NELER YAPILACAK
İşbirliği kapsamında, İESOB ile 9 Eylül Üniversitesi arasında imzalanan protokol ile;
- Esnaf ve sanatkarların mevcut çalışma koşullarının belirlenmesine yönelik alan araştırmalarının yapılması,
- Esnaf ve sanatkarların maruz kaldıkları meslek hastalıklarının belirlenmesine yönelik alan araştırmalarının gerçekleştirilmesi,
- İş sağlığı ve meslek hastalıkları konularında esnaf ve sanatkarları bilgilendirmeye yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi,
- İş sağlığı ve meslek hastalıkları konularında AB projelerinin hazırlanması hedeflenmektedir.
Üniversitelerimizden olabilecek en büyük katkıyı sağlamak İESOB'nin yönetim ilkesini oluşturmaktadır. Üniversitelerle ortak çalışmalar yapan İESOB, son protokolle de Türkiye'de bir başka ilke imza atmıştır.
HATIRLATMA
31 Mayıs son fırsat
Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de de yayınlanan kararına göre, başta vergi ve prim borçları olmak üzere devlete olan 300 kalem borcun yapılandırılmasına olanak sağlayan uygulamanın başvuru süresi 31 Mayıs 2011 tarihine kadar uzatılmıştı. Tanınan imkandan yararlanmak isteyen üyelerimizin ve vatandaşlarımızın son günleri beklemeden yapılandırma için müracaatta bulunmaları daha uygun olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dış ticaret açığı endişe verici boyutlara ulaşıyor (28 Nisan 2011)
- Ekonomik büyümenin düşündürdükleri... (14 Nisan 2011)
- KOSGEB'in geri ödemesiz destekleri için geç kalmayın (07 Nisan 2011)
- Kredi ve kefalet kooperatiflerine borçlu olan esnafa yeni imkan (24 Mart 2011)
- İşsizlik rakamları düşündürücü (10 Mart 2011)