Zekeriya Mutlu

Türk ekonomisi ve Yerli Malı Haftası

12-18 Aralık tarihleri arasında tüm Türkiye'de Yerli Malı Haftası kutlanacaktır. 2. Dünya Savaşı'nın ardından oluşan ekonomik darboğaz nedeniyle, ülke dışına para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin yaygınlaştırılmasını hedefleyen Yerli Malı Haftası, 1946 yılından beri kutlanmaktadır. Özellikle yeni nesile bilinç aşılamayı hedefleyen haftanın adı, 1983 yılında Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmiştir. Bugün ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar göz önünde tutulduğunda, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası'nın temel öğretilerinin toplumsal yaşama yerleştirilmesi için her kesimin çaba sarf etmesi gerektiği görülecektir.

TÜRKİYE'NİN KONUMU

Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip olmasına rağmen gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer almaktadır. Ülkemiz, kişi başına gelir açısından dünya sıralamasında 63. sırada, Birleşmiş Miletler Kalkınma Programı (UNDP) verilerine göre ise insani gelişmişlik sıralamasında 69. sırada bulunmaktadır.
Kuşkusuz bulunduğumuz coğrafyanın konumu ve büyüklüğü, nüfus ve doğal kaynaklar açısından Türkiye'nin ilk 20 ülke arasında yer alması son derece doğaldır. Ancak verilerin sermaye, üretim ve kalite gibi insan yapımı boyutlarda yeterince gelişme gösteremediğimizi ortaya koyduğu da unutulmamalıdır.
Türkiye ekonomisinin üretim deseni incelendiğinde en fazla üretimin hizmetler (yüzde 74) sektöründe gerçekleştirildiği, bu sektörü ise sanayi (yüzde 19) ve tarımın (yüzde 7) izlediği görülmektedir. İthalatın bileşiminde ise yaklaşık yüzde 80 oranında imalat sanayi ürünleri bulunmaktadır. Bu veriler ekonomik yapımızda bazı yapısal sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır. Yapısal sorunların başında ise yerli üretimin iç talep ve tüketimle uyumlu olmaması gelmektedir.
Nitekim, bugün insanlarımızın yaşamında önemli yeri olan ve satın alınmak istenen mallara baktığımızda; bilgisayar, akıllı telefon, otomobil, televizyon ve diğer bazı elektronik aletlerinin ilk sıralarda yer aldığı görülecektir. Bu ürünlerin en belirgin özelliği ise ya ithal edilmeleri ya da büyük oranda ithal girdi ile üretilmeleridir.
Türkiye'nin sanayileşmeye geç başlaması, eğitim sistemindeki sorunları ve inovasyon kültürünü geliştirmedeki sıkıntıları nedeniyle ülkemiz dışarıya bağımlı bir ülke olarak yorumlanabilecektir. Bu bağımlılık hem ürünler ve girdiler hem de bunun doğal sonucu olarak kaynak (sermaye) açısından da geçerlidir. İşte bu nedenlere bağlı olarak ülkemizin hem dış ticaret hem de cari dengesi açık vermektedir.

TÜKETİM PATLAMASI

Diğer taraftan iletişim ve medya araçlarındaki gelişmelere bağlı olarak gelişmiş zengin ülkelerin tüketim kalıplarının görülebilmesi, finansal varlıkların çok hızlı büyümesi sonucu sadece iç değil dış kaynaklardan da beslenen kredi sistemi aracılığıyla gelirin çok ötesinde harcama imkanına kavuşulmuş, böylece Türk halkı son yıllarda adeta bir tüketim patlaması gerçekleştirmiştir.
Bunun sonucunda tasarruf oranı yüzde 20'lerden yüzde 12'lere gerilemiş, ayrıca 2002 yılında 4 milyar TL olan tüketici kredisi toplamı 2014 yılı Ekim ayı sonunda 347 milyar TL'ye yükselmiştir.
Halkımızın tüketim patlaması gerçekleştirmesinde ve cari açığın milli gelirin yüzde 10'larına kadar tırmanmasında AVM'lerin de kritik rolü olmuştur. Bu mekanlar hem tüketimi kamçılamış hem de buralarda satılan malların daha çok ithal ürünlerden oluşması nedeniyle cari açığı beslemiştir.
BARKODA DİKKAT
Ülkemizde önceden daha fazla önem verilen ancak zamanla verilen önemi kaybeden Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası'nın günümüzde yeniden çok önemli hale geldiği görülmektedir.
Çünkü yukarıda ifade edilen sorunların yani üretim ve tüketim deseni uyumsuzluğunun giderilmesi, cari açığın azaltılması, işsizlikle mücadelede başarılı olunması, ülkemiz kaynaklarının daha etkin kullanılabilmesi açısından halkımızın öncelikle ülkemizde üretilen mallara öncelik vermesi gerekmektedir.
Türk ekonomisinin temel dengeleri ve işsizliğin geldiği düzey itibariyle her bir vatandaşımızın buna özen göstermesi, satın aldıkları malları seçerken barkodlarının 869 ile başlamasına dikkat etmesi, benzer yerlisi varsa ithal ürünü tercih etmemesi gerekmektedir.
Bunun yanında genellikle yerli ürünleri satan veya bizzat üreten ve milyonlarca inanın geçimine imkan veren esnaf sanatkarlarımıza da gereken desteğin verilmesi, onlara pozitif ayrımcılık yapılması önem taşımaktadır. İşsizliğin azalması, yerli üretimin artmasına, yerli üretimin artması ise halkın kendi ülkesinde üretilen mallara öncelik vermesine bağlıdır. Halkımızın yerli malı haftasını bu bilinçle kutlaması ve bu bilinci sadece bir hafta değil tüm yıla yayması gerekmektedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.