Enflasyonla milli mücadele zamanı
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Haziran ayına ilişkin enflasyon oranları açıklanmıştır. Buna göre Haziran ayında tüketici enflasyonu aylık bazda yüzde 2,61 oranında artmış ve bunun sonucunda yıllık bazda TÜFE enflasyonu yüzde 15,39 seviyesine yükselmiştir. Üretici enflasyonunu sadece sanayi ürünleri için ölçen Yİ-ÜFE ise aylık bazda yüzde 3,03 gibi çok yüksek ortanda artış kaydetmiş ve böylece Yİ-ÜFE enflasyonu son bir yılda yüzde 23,71 seviyesine ulaşmıştır.
Enflasyon, TL olarak sabit gelir elde edenleri fakirleştiren, alacaklıları zarara uğratan, belirsizliği artıran bir olgudur.
Ayrıca vatandaşların tasarruflarını bankaya yatırmak için enflasyondan yüksek faiz istemesi nedeniyle önce mevduat sonra da kredi faizlerini yükseltmektedir.
Nitekim gelinen noktada mevduat faizleri yüzde 17-18'lere, ticari kredi faizleri de yüzde 23-24'lere kadar yükselmiştir. Bu oranlarla ekonomimizin istikrarlı olarak yol alması oldukça zor olacaktır.
KURLARDAKİ ARTIŞ
Enflasyonun bu düzeye gelmesinin küresel ve ulusal nedenleri bulunmaktadır.
Dünya genelinde başta petrol olmak üzere hammadde fiyatlarının yükseldiği görülmektedir. Ayrıca, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde enflasyon artışı kaygısıyla faizlerde artışlar yapılmaktadır. Faiz artışları ise Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına neden olmaktadır. Bu noktada döviz kurlarındaki artış, Türkiye'deki enflasyon artışının en önemli nedenleri arasına girmektedir.
Bilindiği gibi Türkiye özellikle enerji, ara ve yatırım mallarında yoğun ithalat yapmaktadır. Bu ürünlerin veya girdilerin fiyatları, döviz kurlarına paralel yükselmektedir.
Üreticiler de er ya da geç, bu maliyet artışlarını nihai ürünlere yansıtmak zorunda kalmaktadır.
Dolayısıyla adeta bir fiyat artışı zinciri oluşmakta, bu süreç enflasyonu yükseltmektedir.
Son dönemde en yüksek fiyat artışlarının gıda ürünleri ve ulaşım sektöründen kaynaklandığı görülmektedir. Gıda fiyatlarındaki artış doğaya bağlı olan tarımsal üretimdeki dalgalanmalar yanında kur artışları sonucu çoğu ithal olan girdilerin (tohum, mazot, gübre, ilaç vb.) fiyatlarındaki artışla da yakından ilgilidir. Benzer bir durum ulaşım sektörü için de geçerlidir.
Zira başta yakıt olmak üzere pek çok yedek parça ithal edilmektedir.
HER KESİMİN GÖREVİ
Veriler ülkemizde enflasyonun yükseldiğini ve küresel düzeyde makul kabul edilen yüzde 4-5 düzeyine çekilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda da enflasyonla mücadele için kısa vadede döviz kurlarında istikrarın sağlanması, uzun vadede de dışa bağımlılığın azaltılması gerekmektedir.
Yeni ekonomi yönetiminin bu çerçevede gerekli önlemleri alacağından şüphemiz yoktur. Ancak enflasyon sadece devletin uygulayacağı politikalar ile çözülebilecek bir sorun değildir.
Dolayısıyla her kesimin bu mücadeleye destek vermesi, üreticilerin gereksiz fiyat artışından kaçınması, vatandaşların da istek ve ihtiyaç ayrımını iyi yaparak talebini kontrol etmesi zorunludur. Zaman, yüksek enflasyon ile Milli Mücadele zamanıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.