Ana muhalefetin ANA muhalefeti
Altılı Masa'nın aktörleri bugüne kadar birçok konuda ortaya çıkan fikir ayrılıkları ve birbirine taban tabana zıt olan özellikleri ile gündeme geldi. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın geçmişte şimdi ölesiye eleştirdikleri AK Parti'nin saflarında yer almaları, Temel Karamollaoğlu'nun milli görüşçü çizgisinden geldiği nokta düşünülünce, zaten aynı masada bir araya gelmeleri zor olan siyasi kombinasyonların oluşturduğu Millet İttifakı'nın bugüne kadar aynı çatı altında kalması bile büyük olay. Tabii verdiğimiz bu 3 örnek, masanın en küçük ve o kadar da etkili olmayan aktörleri. Bunlar arasında Gültekin Uysal ve çoğu zaman varlığı bile hissedilmeyen Demokrat Parti'yi de saymak mümkün...
KURUCU ÖĞE ROLÜNDE
Bir de masada sürekli kurucu öğe gibi davranan hatta CHP'yi alt edip ana muhalefet rolüne soyunan Meral Akşener ve İYİ Partisi var. İttifak kurulduğu günden bu yana kendisi için CHP eliyle yaratılan konfor alanına bile üstten bakmayı başaran Akşener, hep 'en büyük benim' edasında.
Aslına bakılırsa bu özgüveninin nedenini anlamak zor.
Masanın Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusundaki rolün her nedense kendisine ait olduğuna inanan İYİ Parti lideri, daha önce defalarca hakkını İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarından yana kullandı. İmamoğlu olmazsa Yavaş'ı aday olarak görmek istediğini söyledi. Ama tüm çabalarına rağmen CHP liderini bir türlü adaylıktan vazgeçiremedi.
O da cumhurbaşkanı adayını belirlemek için alternatif yollara sapmak zorunda kaldı.
İmamoğlu'nun yargı mahkumiyetini siyasi mağduriyete çevirme planları yaptı. Buna İmamoğlu'nu da inandırmış olacak ki, Almanya'da olan CHP liderini baypas etmeye çalıştı. İlk başta başarılı olduğu hissine kapılsa da sonuç pek de istediği gibi olmadı. CHP lideri, aleyhine ilerleyen bir süreci lehine çevirmeyi başardı.
'YIKILMADIK' GÖRÜNTÜSÜ
Yaşanan bu son olay masanın iki önemli aktörü Kılıçdaroğlu ile Akşener arasındaki gerilimi artırdı. Son kriz sonrası birbirlerine yönelik tavırlarının nasıl olacağı merak konusu olan iki lider geçtiğimiz hafta artık muhalefet toplantılarıyla özdeşleşen Ahlatlıbel'de baş başa bir görüşme yaptı. Masanın pek de ağırlığı olmayan diğer aktörlerinin dışlandığı bu görüntü ile ittifakın geleceği kurtarılmak istendi sanırım.
Çünkü her ufak çaplı krizin, derin çatlaklarını oyduğu masanın sağlam olduğu gösterilmek istendi. Kılıçdaroğlu ile Akşener'in masadaki vücut dili üzerine çok yorum yapıldı ama pek de 'masa sağlam' görüntüsü verilemedi. Çünkü fotoğrafta masanın diğer unsurlarının olmaması daha çok 'ittifak içinde ittifak' yorumlarına neden oldu. Akşener'le Kılıçdaroğlu'nun ikili masası ve giderek birbirlerini zehirleyen toksik ilişkileri, zaten bir türlü sağlanamayan ittifak görüntüsüne büyük zarar veriyor. Şu ana kadar açıkça söylemese de türlü şekillerde 'masanın adayı benim' mesajları verip 'patron benim' imalarında bulunsa da CHP liderinin başı, Akşener ve gizli müftefiki CHP'li başkanlar tarafından ortaya konan ilginç planlarla daha çok ağrıyacak gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.