Kötüler içinden kötü beğenin!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birkaç gün önce, kendisinden önceki Genel Başkan Deniz Baykal'ın evine gitti. Bu ziyaretin ardından Kemal Bey'in Baykal'dan Cumhurbaşkanlığı adaylığı için destek istediğini söyleyenler oldu. Baykal'a yakınlıkları ile bilinen eski CHP'liler, kendisinin Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadığını hatta randevu vermek dahi istemediğini dile getirildi. Ziyarete ilişkin resmi kanallardan yapılan duyuru ve paylaşılan fotoğraf da bu açıklamalarla paralel nitelikteydi. Baykal, CHP lideri ile aynı masada olmaktan son derece hoşnutsuz görünüyordu.
Kılıçdaroğlu ve ziyarette ona eşlik eden Ankara Milletvekili Levent Gök ise 'buraya kadar geldik, zoraki de olsa gülümseyelim' modundaydı.
Kılıçdaroğlu taraftarları ise fotoğrafta görülen manzaranın tam aksini iddia ettikleri gibi bir de Baykal'ın seçim sürecinde destek olmak, görev almak istediğini yazdılar. Hatta aralarında Baykal'ın CHP liderinden milletvekilliği için söz aldığını bile söyleyenler var.
HEP ÇOK KONUŞULDU
Bugüne kadar bu tür temaslar yaşandı iki halef-selef genel başkan arasında. Mesela, Baykal'ın bir kaset skandalı sonucu siyasi kariyerine göre son derece yakışıksız bir şekilde görevi bırakmasının ardından yapılan ilk ziyaret çok uzun süre gündemden düşmemişti. Herkes, ikilinin neler konuştuğuna, birbirleri ile hangi konularda fikir alışverişinde bulunduğuna dair çok çeşitli yorumlar yapmıştı. İçeriğine dair tatmin edici bir duyuru yapılmadığı ve iki isim de yan yana görüntü vermekten kaçındığı için hep merak edildi, gerçekten kapalı kapılar ardında nelerin gündeme geldiği.
Ancak bu son görüşmeyi diğerlerinden ayırmakta fayda var. Çünkü bu zamana kadar 'nezaket ziyareti' olarak nitelendirilebilen diğer temaslara göre hem gerçekleşme zamanı hem de gündemi ile ilgili yapılan yorumlar nedeniyle çoktan diğerlerinden ayrıştı bile.
CILIZ BİR 'EVET' CEVABI
Böyle yorumlamamızın gerekçelerine gelince....
CHP lideri, kendi marifetiyle kurulan Altılı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için gereken desteği tüm çabalarına rağmen bir türlü alamıyor. İşi bir dönem, rest çekip 'benimle misiniz?' diye sormaya kadar getirdi ancak sadece kendi partisinden ve partili belediye başkanlarından cılız bir 'evet' duyuldu. Adaylığı o kadar çıkmazda ki, soluğu zamanında yerine geçmek için televizyon ekranlarındaki düellolar da dahil her türlü yola başvurduğu Baykal'ın yanında aldı. Başkan Erdoğan'ın karşısına masanın adayı olarak çıkmak için destek istedi.
HANGİSİ DAHA KÖTÜ?
Burada şöyle bir ilginç bir taraf daha var. CHP Genel Başkanı olduğu dönemde Baykal'ı ölesiye eleştirenler genelde Erdoğan'ın Türk siyasetindeki yükselişinin önünü açan kilit isimlerden biri olduğunu söyler, bu yüzden de onun hakkında demediklerini bırakmazlar. Hal böyle iken Kılıçdaroğlu'nun adaylık için Baykal'dan destek istemesi gerçekten komik bulunabilecek düzeyde bir mantık seviyesi. Çünkü Baykal, o günlere nazaran muhalefet için bile çok başka bir yerde.
Bu durumda CHP liderinin, siyasi manada 'mevta' olarak değerlendirilebilecek birinden 'medet' umması gerçekten ironik!
Yani Baykal, Kemal Bey'e destek verse ne olur, vermese ne olur... Bu tavır hem şu anki Baykal'a gereğinden fazla önem atfetmek olur hem de Kılıçdaroğlu'nun siyasi açıdan girdiği çıkmazın görünenden çok daha derin olduğunun göstergesi olur.
Diğer taraftan Baykal'ın yaşadığı tüm sağlık sorunlarına, ilerleyen yaşına ve Meclis'te gidip yemin etmek dışında hiçbir mesaiye katılamayacak durumda olmasına rağmen hala siyasi ikbali için garanti istemesine ne diyeceğiz, bu durumu nereye koyacağız?
Gördüğümüz manzara ve ona dair işittiklerimizden hangisi daha kötü siz seçin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.