Altılı Masa’ya kukla aranıyor
Türkiye seçim sathına girdi. Muhalefet partilerinin hayalleri birbirine dolandı.
Seçim tarihi yaklaştıkça Altılı Masa'daki liderlerden her biri ayrı telden çalmaya başladı. Özellikle de masanın en küçük ortaklarının ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor resmen. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu çıktı, 'Cumhurbaşkanı adayımız olacak kişi hiçbir kararı tek başına alamayacak tüm kritik evrelerde devreye biz gireceğiz, her karar mutabakatla alınacak' dedi. Hatta aday yapılacak kişinin de bunu baştan kabul etmiş biri olacağını söyledi.
GERÇEKLERDEN UZAK
Davutoğlu Türkiye gerçeklerinden de geleceğinden de ne kadar uzak olduğunu gösteredursun diğer küçük ortak Deva Partisi lideri Ali Babacan, anayasa ile güvence altına alınmış 'Türklük' kavramına dil uzattı.
Hem Türk kavramını hem de devletin resmi dilinin Türkçe olmasının rahatsızlık verici olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini savundu. Partisinin kurmaylarından da liderlerini destekleyici açıklamalar geldi.
Kürt oylarına talip olduğu iyice belli olan Babacan hatırlarsanız İmamoğlu'na destek mitinginde de Selahattin Demirtaş'a selam göndermişti.
PUSULALAR ŞAŞTI
Yani anlayacağınız, masanın adayının kim olacağı merakla beklenirken, süre uzayıp dikkatler dağıldıkça kendilerini göstermeye çalışan muhalefet liderleri pusulalarını iyice şaşırır hale geldi.
Şimdi masanın adayı seçimde Cumhurbaşkanı olsa hiçbir kararını tek başına alamayacak öyle mi? Cumhurbaşkanlığı için milletten yeterli oyu almış hangi kişi en ufak bir kararını bile kendi başına almak istemez ki? Ya da kim böyle bir şartı kabul eder? O zaman masadan aylardır bir aday bile çıkaramamış olmalarının altında çok da karmaşık nedenler aramamak lazım. Çünkü 6 lider belli ki kukla bir cumhurbaşkanı adayı istiyorlar. Her kararlarını onlara soracak masa dışından bir kişi bulamadıkları için de süreç uzuyor da uzuyor.
ACİZ ADAY ARAYIŞI
Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına 'seçilemez' gerekçesiyle sıcak bakmayan masa aktörleri, seçilse dahi kendi kendine adım atmaktan bile aciz bir aday arıyorlar.
Geçmişte koalisyon hükümetlerinin karar mekanizmalarını durma noktasına getiren acizliklerinden gereken dersleri almamış olacaklar ki o dönemlerden bile daha kötü bir sistemsizliği vaat ediyorlar. Ve en kötüsü de bu tablodan vatandaşın umutlanmasını bekliyorlar.
Dün sosyal medyada dolaşan bir liste gözüme çarptı. Millet İttifakı'nın seçimi kazanması halinde hangi partilerin hangi bakanlıkları alabileceğine dair bir listeydi bu. Biraz incelediğimde fark ettim ki Dışişleri, İçişleri, Milli Eğitim gibi bakanlıklar Altılı Masa partileri arasında kapışılırken, kimse Milli Savunma Bakanlığı'nı talep etmemiş.
Öyle ki toplumda hiçbir karşılığı olmayan Demokrat Parti bile Kültür Bakanlığı'nı almış, 0.5 oyu olan partilerin o özgüvenle almak istediği bakanlık sayısını siz düşünün artık. Hayali listede Milli Savunma'yı ararken alttaki vatandaş yorumları dikkatimi çekti. İnsanlar o kadar farkında ki kendilerine sadece ve sadece hayal satılmaya çalışıldığının.
Çok sayıda kişi 'Milli Savunma HDP'ye ayrıldı heralde' yorumu yapmıştı. Millet gözünde bu durumda olan bir ittifak, bırakın önümüzdeki seçimi bir seçim daha hazırlansa düştüğü komik ve aciz durumdan kurtulamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.