• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

SÜTLÜ KEÇİNİN OĞLAKLARI: CEMAAT VE CHP

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06 Şubat 2015, 23:47
Bizim Konya'nın pek sevdiğim lafıdır "sütlü keçinin oğlağı" deyimi. Olağan olandan farklı olanı, torpilli, imtiyazlı olanı tarif etmek için kullanılır. Bizim ülkemizdeki tuhaflıklardandır bol miktarda sütlü keçinin oğlağı türünden yapıların bulunması. Mesela dünyanın banka ortağı tek partisi herhalde bizim ülkemizdedir ve adı da CHP'dir. CHP İş Bankası'nın yüzde 25'ne sahiptir ve bu ortaklığın gereği olarak bankanın yönetimine ortaktır. Banka yönetimine her dönem dört üye verir CHP. Bu üyeler genellikle genel başkana yakın eski siyasetçilerden olur ve bu sistem genel başkana güç verir.
Sonuçta CHP dünyanın banka sahibi tek partisidir.
Bir sütlü keçinin oğlağı daha var ülkemizde. O da Fethullah Gülen Cemaati'dir. Birkaç gün önce BDDK ve TMSF tarafından yönetimine el konulan Asya Bank, Gülen Cemaati'nin malıdır. Bunun böyle olduğunu nerden bildiğim sorulabilir; hemen söyleyeyim: bu bankanın izninin alınmasında çok katkım olmuştu da oradan biliyorum.
Biz oligarşik sermayenin egemen olduğu finans sektörünün Türk halkını sömürmesine karşı olduğumuz için finans sektörü çeşitlensin, inançlı insanlar bu işin içinde yer alsın diye uğraştık. Nerden bilirdik ki milletin parasıyla kurdukları bankayı hükümet darbesi işlerinde kullanacaklarını.
O gün kendimize "yahu, bir dini cemaatin bankaya ne ihtiyacı var?" sorusunu soramadık, zira Türkiye şartları bizi başka bir zihinsel evrende barındırıyordu.
Sonra cemaatin sadece bir bankaya değil, aynı zamanda polise, yargıya, medyaya, istihbaratçıya, dış bağlantılara da sahip olduğunu anladık.
Ve şimdi sorabiliyoruz: sen ne biçim bir dini cemaatsin böyle?
Bugün bu bankanın ortaya çıkması için harcadığım emeğe yanıyorum ve hakkımı da bu darbe ve iktidar heveslisi cemaate hiç helal etmiyorum.
Sonuçta, dünyanın banka sahibi tek partisi de banka sahibi tek dini cemaati de Türkiye'den çıktı.
BİR SİYASİ "DÜŞKÜN": KEMAL KILIÇDAROĞLU
Alevi İslam'ında Aleviliğin ahkamına, kaidelerine, itikadına uymayanlar dışlanır ve onlara Alevi terminolojisinde "düşkün" denir.
Peki, demokrasinin en temel kurallarına, olmazsa olmaz siyasi ve ahlaki rükünlerine uymayana ne yapılır ve ne denir?
Ne yapıldığını aşağıda söyleyeceğim; ancak ne denilmesi gerektiğini söyleyeyim: "Demokrasi düşkünü" denir. Bunu yapan sadece kural dışına çıkmış olmaz, aynı zamanda çok derin bir ahlaki deformasyona uğramış demektir.
Bir demokrasi düşkününe ne yapılır peki? Basit, millet tarafından sandığa gömülür ve yaşayan bir ölü olarak evine gönderilir.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun neden bir demokrasi düşkünü olduğuna bakalım:
Seçimlere dört ay gibi kısa bir süre kalmışken CHP'nin genel başkanı milleti "sokağa çıkmaya" ve "direnme hakkını" kullanmaya çağırıyor.
Allah'tan bunu söyleyen siyasi ağırlığı olmayan biri de, bu sözler ciddiye alınmadı, yoksa mesela Baykal söyleseydi yer yerinden oynardı.
Düşünün ki Anamuhalefet gibi Anayasal bir kurumun başındaki kişi seçimlerden az önce halkı isyana çağırıyor.
Neden böyle bir şey yapıyor olabilir? Ben şahsen o eksantrik kafanın içindeki tilkinin ne yapmak istediğini biliyorum, belki bir gün yazarım, ama görünen bir şey daha var ki, seçimlere dair en ufak bir umudu olmayan bir adam söylüyor bu sözleri. Hatırlayın, Kemal Kılıçdaroğlu bir süre önce Bekir Coşkun'a "hiç iktidar şansımız yok" demişti. Hiç iktidar şansı olmayan ve seçimlerden sonra CHP'liler tarafından muhtemelen kovulacak bir siyasetçi, yapılabilecek en sıradan işi yapıyor; masayı devirerek kural dışına çıkmak, sandığı ve seçimin sonucunu şimdiden geçersiz hale getirmek istiyor.
İyi de, sen şimdi demokrasi kaidelerinin dışına çıktın, "düşkün" oldun paşam!
Demokrasi düşüğü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.