Bir zamanlar Hayat Mecmuası vardı

Türk insanı, 1950'li, 1960'lı yıllarda elinden düşürmezdi Hayat Mecmuası'nı.

Mecmua, bugünkü dille "Dergi" demek. Ama o yıllarda bu iki kelime, adeta bütünleşmiş gibiydi.

1955 yılının başlarında yayınlanmaya başladı. Tifdruk tekniğiyle basıldığı ve özel bir kağıdı da olduğu için diğerlerinden kolayca ayrılabiliyordu.

Bir özel bankanın finansörlüğünde yayınlanıyordu ama sahibi; dergide başyazı da yazan ve bir sosyolog kimliğiyle konulara hep değişik açılardan bakan Şevket Rado idi.

***

Hayat Mecmuası'nın as röportajcılarından biri de Hikmet Feridun Es idi. Dünyayı dolaşır, özellikle Uzak Doğu'nun ve Afrika'nın gizemli köşelerinden çok ilginç izlenimler yansıtırdı. Yanında da, sonraları Türkiye'nin 100 önemli kadını arasına giren ve röportajlarda fotoğrafları çeken Semiha Es vardı.

Derginin muhabirleri, Şah döneminde İran sarayına girer, Pehlevi ve eşi Süreyya, sonra da Farah Diba ile röportajlar yaparlardı. Keza Monaco Prensliği de Hayat sayesinde öylesine popüler olmuştu ki, Prens Rainer'i, eşi Grace Kelly'i, kızları Caroline ve Stephanie ile oğulları Albert'i, mahalle arkadaşlarımızdan daha çok tanır hale gelmiştik.

***

Gülgün Üstündağ, Paris modasını aktarır, Birleşmiş Milletler Temsilcimiz Sinan Korle'nin eşi Sara Korle de New York haberlerini gönderirdi.

Yassıada duruşmalarını en iyi veren yayın da oydu.

Mecmua, bir ara yayın tekniğine uygun kağıdı ithal edemeyince yayınına ara vermek zorunda kaldı. Bu, bir-iki yıl sürdü. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes devreye girdi ve "Hayat Mecmuası yaşamalı" diyerek kağıdın temini konusunda tedbirler aldırdı. O kadar ki, Hayat, bu ikinci yayınında renkli fotoğraflar da kullanabilir hale geldi.

***

Hayat,sonraki yıllarda bütün dergilerin ilham kaynağı oldu. Sahibi değişti. Bir süre Uzan Grubu'nda kaldı. Zaten 1960'lı yıllarda Ses Mecmuası adıyla bir de kardeşi olmuştu. Ses Mecmuası, Türk Sineması'na çok hizmet eden ve pek çok isim de kazandıran bir yayındı. Uzan'lar, bu iki dergiyi de eski kadrosu olmadığı için klasik çizgisinde yürütemediler.

Her yazısı, her satırı okunacak değerde bir mecmua idi Hayat.

Ancak bugün aynısı yayınlansa aynı okuyucu kitlesini bulabilir mi, bilemeyiz. Çünkü, Hayat, 1950'li yıllarda 230 bin satıyordu.

hayattan

Türk siyaset tarihinde iz bırakan isimlerden biri olan Turizm ve Devlet eski bakanlarından, Buca Belediye eski Başkanı Işılay Saygın'ın renkli yaşamını konu alan, "Işılay Saygın-Hizmete Adanmış Bir Ömür" adlı kitap, 20.İzmir Kitap Fuarı'nda okurlarla buluşacak.

Yaşamını halen Danimarka'da sürdüren Gazeteci Yazar Zeynel Kozanoğlu tarafından kaleme alınan kitap, Işılay Saygın'ın sırasıyla çocukluk, öğrencilik ve 25 yaşında seçildiği Buca belediye Başkanlığı dönemini anlatarak başlıyor. Sonraki yıllarda milletvekilliği ile turizm ve iki kez de Devlet bakanlığı yaptığı döneme ait hizmetlerini ve anılarını aktaran kitap, TÜYAP'ın düzenlediği İstanbul Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluşmuş ve Işılay Saygın bu etkinlikte kitabını imzalamıştı.

İzmir Kitap Fuarı'nda 26 Nisan Pazar günü saat 14.00'de Doğan Kitap standında Saygın, hem kitabını imzalayacak hem de hayranlarıyla sohbet edecek.

Bugün yaşamımıza egemen olan pek çok uygulamanın kanunlaşmasında gayretleri ve imzası bulunan Işılay Saygın, halen Ümran Baradan'ın ölümüyle boşalan Uluslararası Kadın Dayanışma Derneği'nin başkanlığını sürdürüyor.

pazar gırgırı

Kilise için yardım topluyordu. Henri amcanın dükkanına girdi. Kaç para vereceğini sordu:

"Metelik vermem" dedi Henri Amca...

"Olur mu? Birkaç lira verin bari..."

"Veremem, çok borcum var. Hovardalık edecek durumda değilim."

"Ama unutmayın ki, Tanrı'ya olan borcunuz hapsinden büyük."

Olabilir ama Tanrı bekleyeblir. Diğer alacaklılarım gibi icraya başvurmuyor."