Menderes ailesinin sadık dostu Fatih Kavala'nın mesajıyla öğrendim bugün Berin Menderes'in vefatının yıl dönümü olduğunu.
Hatıralar gözümün önünden süzüldü geçti.
"Nasıl bir dünya bu!" dedim. Zaman akıp gidiyor. Zaman gerçekten izafi bir kavram.
Daha birkaç ay önce Aydın Menderes hayattaydı. Bugün bizim o koca filozofumuz da yok.
Güya Aydın Bey bana annesi Berin Menderes'in biyografisini yazmamda yardımcı olacaktı.
Gerçi suç bende, elimi çabuk tutmadım.
Oysa ne kadar çok hatıramız var Menderes Ailesiyle.
Merhum Başbakan Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'i tanımış olmanın imtiyazını yeterince değerlendiremedim bir yazar olarak.
***
Berin Hanım'ı ilk kez Menderes Ailesinin Tahran Caddesi'ndeki evlerinde görmüştüm.
Bir berjer koltukta oturmaktaydı.
Öylece baktım kaldım, zira 80'li yaşları aşmış bu zayıf kadın koltukta gerçekten asil bir leydi gibi oturuyordu.
Bacak bacak üstüne atmış, etrafı huzurlu gözlerle seyreden bu kadını izlerken kafamın içinden jet gibi geçen düşünceyi bugün dahi hatırlarım.
Asil bir kadın kaç yaşında olursa olsun, duruşuyla, oturuşuyla kendini belli ediyor.
Havalı bir kadın gibi oturuyordu o koltukta Berin Menderes.
Asalet denilen, aristokrat denilen insan tipolojisi demek buymuş diye düşündüm.
Yüzü nur saçıyordu etrafına.
Biraz sonra onun doğum gününü kutlayacaktık.
Onu son gördüğüm andı bu an.
***
Berin Menderes'in hangi yanını anlatayım?
Bu tür kadınlar aslında makalelerde değil, biyografilerde, belgesellerde anlatılır.
Onun mensubu olduğu İzmir'in en önemli ailelerinden biri olan Uşşakizadeler başlı başına bir bölümdür.
İzmir burjuvazisini anlamak için o aileyi bilmek gerekir.
Adnan Menderes'le tanışması ve evlilik kararı almalarından itibaren aralarında geçenler müthiştir.
Ve tabi yaşadığı acılar...
Bir insan için taşınması imkansız acılar, felaketler... Siyasete verdikleri kurbanlar...
İsterseniz oradan başlayalım.
Uşşakizadeler'in damadı Dr. Nazım ilk kurbandır.
İttihat Terakki'nin önde gelenlerindendir Dr. Nazım. Artık bugün biliyoruz ki iktidar oyunlarına kurban edilmiş bir masum adamdır.
27 Mayıs darbesinin katlettiği Hariciye Nazırı Fatin Rüştü Zorlu bir başka kurbandır.
Türk diplomasisinin yetiştirdiği en parlak isim olan Zorlu 27 Mayısçılar tarafından resmen öldürülmüştür.
Kendi idam sandalyesine tekme atacak kadar cesur bir adamdır.
O da Uşşakizadelerin damadıdır.
Ve Adnan Menderes...
Türk milletine unutulmaz hizmetler yapmış olan büyük başbakan...
Milletin sevgilisi, Ege'nin zeybeği...
Türk siyasetinin Kerbelasını yaşattılar bu millete onu öldürerek.
Berin Menderes'in eşiydi o.
Berin Menderes bütün bu acılara nasıl dayandı, hiç aklım almaz.
Acılar hiç bitmez bu mütevekkil kadın için.
Başbakan eşini kaybettikten sonra evlat acıları başlar.
Önce Yüksel Menderes.
Çok iyi bir diplomat olan Yüksel Menderes bu dünyanın mihnetini, vefasız aşkının yükünü daha fazla çekemez ve hayatına son verir.
Sonra Mutlu Menderes.
Ona da sabahın köründe bir taksi çarpar, ölür gider.
Bütün bunlara dayanır.
Ve ben işte onu ilk gördüğümde asaletin bir kadında hangi yaşta olursa olsun güzel durduğunu ve hüzünle birlikte çok etkili durduğunu fark etmiştim.
***
Toplumumuz bu örnek Türk kadınını sanırım yeterince tanımıyor.
Eski İzmirli ailelerin kızlarını nasıl özenle yetiştirdiğine dair çok güzel bir örnektir Berin Hanım.
Mesela Fransızca okur yazardı. Yaşlılık hallerinde bile TV'den Fransızca kanalları izleyebiliyordu.
Kaç kişi bilir Berin Hanımın piyano çaldığını?
***
Bu özellikleri şüphesiz ilgi çekici ancak ben onun başka bir yanını anlatmak istiyorum.
Asker onun biricik eşini bir darbeyle elinden almış, hayatına son vermişti.
Buna rağmen o Türk askerine bir gün bile kem gözle bakmamıştır.
Kendi aile dramıyla askeri hiçbir şekilde birbiriyle ilişkilendirmemiştir.
Oğlu Aydın Menderes annesinin bu tutumunu eleştirmeye kalktığı zaman "askerin ne kabahati var" dermiş.
Darbeciyle askeri ayıran müthiş bir sağduyu, müthiş bir feraset.
Ömrünün son yıllarında oğlu Aydın Menderes ve gelini Ümran Menderes'le çok mutlu bir hayat yaşadı.
Ümran Menderes bu asil kadına da, tıpkı oğlunda olduğu gibi, kutsal bir emanet titizliğinde baktı.
Keşke bu eşsiz kadının filmleri çekilse, televizyon dizileri yapılsa, benim yapamadığımı yapacak olanlar çıksa.
Bu büyük Türk kadınının önünde saygıyla eğiliyoruz.
Oğlu Aydın Menderes'e duyduğumuz özlemi bir kez daha tekrarlıyor Allah'tan hepsine cennetinde yer tahsis etmesini niyaz ediyoruz.