Ben "Şampiyon" filmini pek sevdim. Başrol oyncusu Diana Lane'e bir kez daha hayran kaldım. Filmle ilgili okuduğum olumsuz eleştirilerin çoğuna da katılmıyorum.
Bir filmi izleyeceksem öncesinde o filmle ilgili bilgi toplamaktan, öyküsünü okumaktan hiç hoşlanmam. Tılsımı bozulur, heyecanı kaçar. Oysa ben izlediğim filme kendimi kaptırmak, merak etmek, heyecanlanmak isterim. Bir eleştirmen olmadığım için halktan biri olarak film izlemeyi severim.
BENİ SÜRÜKLEDİ
"Şampiyon"a gittiğimde de filme adını veren "Secretariat"ın öyküsünü özellikle okumamıştım. Film beni aldı sürükledi, heyecanlandırdı, duygulandırdı ve kaç kez de boğazım düğümlendi. Sinemadan çok mutlu ayrıldım.
Filmle ilgili eleştirileri daha sonra okudum. Niye "Secretariat" adlı atın değil de sahibesinin hikayesi ön plandaymış diye soranlar var. At yarışı ve at meraklılarının bu filmi yetersiz bulacağını iddia edenler var.
Ben onlara katılmıyorum. "Şampiyon" çok başarılı bir dönem filmi. Yarış sahneleri heyecanlandırıyor, izleyicilere çok keyifli vakit geçirtebiliyor. Oyuncular çok iyi. Ayrıca filmin bir sürprizi de var. Son sahnelerde Diana Lane ile birlikte filmin gerçek kahramanı ve atın sahibi Penny Tweedy'i de görebilirsiniz. Fırsat bulursanız bu filmi izleyin.
***
Gencay Gürün'ü severim ve Tiyatro İstanbul'un oyunlarını dört gözle beklerim. 2011'i Noel Coward'ın "Özel Hayatlar - Private Lives"ı ile açtılar ve oyun cüretkar sahneleri yüzünden bir hayli gündem yarattı.
Nihayet evvelki gece izleme şansım oldu. Aslında bir sabun köpüğü. Ama sürenin nasıl geçtiğini anlamıyor ve keyifle izliyorsunuz. Çevirisinden (Gencay Gürün), dekoruna (Nilgün Gürkan), yönetiminden (Cihan Ünal), kostümlerine kadar (Tuavana Büyükçınar Demir- Faruk Saraç) başarılı buldum. Ama asıl dikkati çeken oyuncular. Cihan Ünal her zaman olduğu gibi ustalığını konuşturuyor. Burcu Kazbek'i ilk kez izledim ve bayıldım. Güzelliği, şirinliği yanında mükemmel performansıyla "Ben de varım" diyor. Şencan Güleryüz'ü daha önceleri de izlemiştim. O da rolünün hakkını vermiş.
Ama Hande Ataizi'yi diğerlerinden ayırmak istiyorum. Hande sinema oyuncusu. Tiyatroda ilk kez rol alıyor. Ama oynamıyor, sanki o rolü yaşıyor. Oyuna konsantrasyonu mükemmel. Çok cesur, kompleksiz.
GAYET EĞLENCELİ
Noel Coward oyunu 1930'da yazmış ve o zamanlar Cihan'ın rolünü Sir Laurence Olivier, Şencan'ın rolünü de kendisi oynuyormuş.
Daha sonraları Broadway'de gerçek bir karı koca Elizabeth Taylor ve Richard Burton canlandırmışlar Cihan'la, Hande'nin oynadıkları karakterleri.
Oyun boyunca Hande'nin yerine Liz'i düşünüp kıyaslamaya çalıştım. İlk gençlik yıllarımın aşkı Elizabeth Taylor'ı bu rolde izlemiş olsaydım Hande kadar başarılı bulamayacaktım hissine kapıldım.
Komedi ama kahkahalara boğulmuyorunuz. Ne var ki eğleniyorsunuz. Hoşça vakit geçiriyorsunuz. Daha ne olsun ki!
