90'lı yıllarda Hagi, Sergen, Emre Belözoğlu, Ümit Davala gibi topa hükmeden yeteneklerle birlikte oynayan Okan Buruk'un teknik adamlık dönemindeki takım kurgularında hep o dönemlere dair izler bulmak şaşırtıcı değil elbet. Galatasaray'ın ön bölgesindeki isimler süratleri dışında kaleyi gördükleri yerden deneyen kaliteli ayaklardan oluşuyor. Tabii Mertens- Yunus-Barış üçlüsünün üstüne bir de Osimhen ve Batshuayi gibi ayakları da eklediğinizde bu rakip savunmalar için büyük tehdit demek. Dün aslında ilk yarıda istediğini yapamayan, pozisyon üretmekte zorlanan, sadece Osimhen'in kişisel çabaları ile tabelayı çevirmeye çalışan bir takım görüntüsü vardı.
Zaten istatistikler de sarı-kırmızılıların ilk devrenin en verimsiz oyununu sergilediğini kanıtlıyor. Fakat ikinci yarı o sıkıntılı görüntü gitti yerine alışagelmiş G.Saray geldi. Bunda da Yunus Akgün'ün büyük pay sahibi olduğunu söylemek mümkün.
LİGİN EN İYİSİ YUNUS
Yunus Akgün sadece G.Saray'ın değil Süper Lig'in geride kalan ilk yarısının da en iyisi. Hem Avrupa'da hem de ligde takımı ateşleyen yıldız oyuncu kariyerinin en verimli sezonunu geçiriyor. Onun bu çabası takımdaki diğer arkadaşlarını da ateşliyor. Dün de öyle oldu. Attı, attırdı takımın hüviyetini değiştirdi. Elbette ki Osimhen ve Barış Alper'in de hakkını yemeyelim.
İkisi de girişte dediğim isimler gibi topa hükmedişleri ile Kayserispor'un çözülmesinde önemli rol oynadılar. Ve doğal olarak da fark açıldı. Tabii Okan Buruk'un maç içerisindeki hamlelerini de es geçmeyelim. Rakibi çözerek Yunus'a açtığı alan taktiksel bir artıdır. G.Saray bu galibiyetle kuşkusuz hedefine yönelik çok önemli bir adım attı. Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da şu ana kadar en iyisi onlar. İkinci yarı neler olur, onu da hep beraber göreceğiz.