Bülent Ortaçgil, İbrahim Tatlıses'le; Hümeyra, Işın Karaca ile aynı kategoride yer alabilir mi? Ya da Leonard Cohen, Eminem ile? Aslında hepsi "Şarkıcı" diye anılıyor ama gerçekte öyle midirler?
Şarkıları yumuşacık sesiyle yorumlayanlar da var, kocaman volümlü sesleriyle bağırarak söyleyenler de. Konuşur gibi yorumlayanlar da, hançerelerini yırtarak seslendirenler de.
Geçenlerde Ahmet Hakan'ın bağıran şarkıcılar üzerine yazdığı bir yazı beni çok düşündürdü. "Bir müzikten çakmazın, Bağıran Şarkıcı Listesi" başlıklı bir yazı yazmıştı. Bağırarak şarkı söyleyen sekiz şarkıcımızla ilgili düşüncelerini çok zarif ama çarpıcı ifadelerle ortaya koymuştu.
Funda Arar, Zerrin Özer, Levent Yüksel, Bülent Ersoy, Edip Akbayram, Kubat, Işın Karaca ve İbrahim Tatlıses şarkıcılığı üzerine yaptığı tespitler mükemmel. O liste ilavelerle bir hayli uzayabilir...
***
En çok Işın Karaca için yazdıklarına bayıldım. "Sanki birisi ona 'Ablacığım Allah sana ses vermiş, peki sen neden koyuvermiyorsun' demiş de, Işın Karaca da bu öğütten dışarı çıkmamaya yemin etmiş gibi bir durum yok mu?" diye anlatıyor Karaca'yı...
Bülent Ersoy için de "Allah taksiratını affetsin Zeki Müren, özellikle son dönemlerinde klasik okumayı bir tarafa bırakarak şarkıları kendi tarzına uydurarak bozardı. Bülent Ersoy ise resmen paramparça ediyor" diye yazmış.
***
Sürekli bağırarak şarkı söyleyenler beni de çok yoruyor ve sesleri ne kadar güzel olursa olsun bir noktadan sonra dinlemeye dayanamıyorum. Oysa hem peslerini hem de tizlerini dengeleyebilenler, ya da Fransızların erkekleri için dizör, kadınları için dizöz dedikleri konuşur gibi şarkı söyleyen türde yorumcular beni çok etkiliyor ve dinlendiriyor. Dean Martin gibileri de hem romantizmin hem de coşkunun tavanına vurdurabiliyor.
***
Şarkıcının ses aralıkları ve sınırları onun okuyuş tarzını belirleyen en büyük etken. Ama kapasitesini göstermek için bağırabileceği en yüksek tondan şarkı okuyup 'bakın ben nerelere çıkabiliyorum' diye hava atanlara marifetin bu olmadığını anlatmak gerek.
Müziğin etkisini artıran, güzelliğini hissettiren şey "Nüans"tır. Bir şarkının yorumunda sesleri farklı volümlerle kullandığınızda nüans yapmış olursunuz ve şarkıyı daha da çarpıcı hale getirirsiniz. Bu, soliste eşlik eden orkestra için de çok önemlidir.
***
Hakan, yazısında Kubat için de şöyle demiş: "Neşet Ertaş türküleri söylüyor. İyi de ediyor. Ama insan 'usta'ya biraz kulak verir... Onun inişlerine ve çıkışlarına dikkat eder... Hep çıkarak söylenmez ki türküler."
Bir de Levent Yüksel'le ilgili düşüncelerini aktaralım gazeteci arkadaşımızın:
"Eğer söylediği her şarkı 'muhakkak bağırarak söylenecek şarkılar' kapsamına giriyorsa lafım yok. Ama sanki bağırarak söylenmesi şart olmayan şarkılarda da bağırıyor."
***
Ahmet Hakan kendisini müzikten çakmayan biri olarak tarif ediyor ama onun şarkıcılar üzerine yorumlarını benim diyen müzik eleştirmenlerinden duymadığımı söyleyebilirim. Keşke teşhislerini bizlerle paylaşmaya devam etse.
Ben sekiz şarkıcımızla ilgili yorumlarının altına imzamı atarım.