Hafta arası müziğin dört majör meslek birliğinin yönetim kurulları buluşup ortak bir toplantı yaptılar... Eser sahiplerini temsilen Mesam ve MSG, bağlantılı hakları temsilen Müyap (Yapımcılar) ve Müyorbir (Yorumcular) saatler süren toplantı sonrası kararlarını açıkladı: Bu düzen, bu şartlar kesinlikle değişecek ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak...
***
Tüm istatistikler müzik sektörünün nasıl bir facia yaşadığını yıllardır ortaya koyuyor ve Kültür Bakanlığı olup biteni sessiz sedasız izliyordu. Yasalar olmasına rağmen saçma sapan yönetmelikler ve bürokrasi yüzünden yapımcılık durma noktasına gelmişti. Sektörün tüm birimleri nefes alamaz durumdaydı. Ve Kültür Bakanımız sıkıntıların ne olduğunun bu kadar yıl sonra nihayet farkına varınca Telif Hakları Müdürlüğünü harekete geçirip sektörün uyarılarını dikkate aldı.
Yeni yasa ve yönetmelikler Ekim ayında hayata geçecek gibi görünüyor. Bakan Ertuğrul Günay şimdiye kadar görev yapan Kültür Bakanları içinde sektörün problemlerini en iyi kavrayan bakan durumunda. Yasa değişikliğinden önce yönetmelikteki akıl almaz mantıksızlıklar düzeltilirse, sektör elindeki eski repertuvarları da dijital ortamda müzikseverlerin kullanımına sunabilecek. Bu da ölüme mahkum edilen bir hazinenin yeniden ortaya çıkarılmasını sağlayacak...
Eskiden Sinema ve Telif Hakları aynı çatı altındaydı. Geçen yıl iki ayrı genel müdürlük oldu. Şimdi top Telif Hakları Genel Müdürlüğü'ne getirilen Abdurrahman Çelik'te.
Gerek Günay, gerekse Çelik herşeyin farkındalar ve bundan sonra yasa ve yönetmeliklerde yapacakları değişikliklerle krizi çözmeye kararlılar. Umutla bekliyoruz...
"Artist" müthiş bir film
İlkyaz devreye girmeseydi Aysun'u ikna etmem çok zor olacaktı. Siyah beyaz ve sessiz bir film diye "Artist"i izlemek istemiyordu. Dilimde tüy bitti "Şu filme gidelim" demekten. Ve sonunda izleyebildik. İkimiz de filmden çok etkilendik.
Yönetmen Michel Hazanavicius'u tanımıyordum. 1967 Litvanya doğumlu bir Yahudi Fransız olduğunu, filmin kadın başrol oyuncusu Berenice Bejo'la evli olduğunu filmi izledikten sonra öğrendim...
Yönetmen, günümüzün trendlerini, hatta 3D filmleri pas geçip 1928-1934 yılları arasında sessiz film döneminden sesli filme geçişi anlatan bir film yapmış. Hem de "Avatar" gibi bir filmin çekimleri yapılırken. Yapımcıyı ikna edişi ve cesareti ile ilk alkışı hak ediyor.
***
"Artist" Altın Küre ödüllerinin ikisini aldı. Şimdi 10 dalda Oscar adayı. Ben 4 ila 6 Oscar kazanabileceğine inanıyorum. Bu filmi mutlaka izlemelisiniz. Birinci neden: Günümüzde bir sessiz ve siyah beyaz film nasıl oluyor da bu kadar çarpıcı çekilebiliyor, görmek için... İkincisi
oyuncuların muhteşem performansları için. Üçüncüsü filmde başrolü paylaşan terrier cinsi köpeği kaçırmamak için. Dördüncüsü de sessiz filmi baştan sona dantela gibi ören harika müzik için. Siz filmi izleyin, dördüncü ve beşinci nedenleri kendiniz ekleyin derim...
***
Dün doğum günümdü. Kutlayan tüm dostlarıma toptan teşekkür ediyorum. Yeni yaşımda yeni bir kitap, yeni besteler, yeni prodüksiyonlar ve daha sık konserlerle üretim ve icraatlarım sürecek. Öyle olunca yaşamak daha bir anlam kazanıyor. Hele sevdikleriniz de yanınızdaysa...
Son bir haberle yazıya nokta koyalım. 24 Mart'ta Bodrum'da "Aşk Tadında Rüya Gibi Şarkılar" konserimiz var. Kaç yıldır gidememiştik Bodrum'a. Hasret kaldığımız dostlarla kucaklaşabilme fırsatı da çıktı.
Konsere bekliyoruz...