• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

Kadın kahramanlar

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09 Haziran 2012, 15:34
Hıncal abi, "Bir kişilik fazla davetiyem var istersen gel" deyince fırsatı kaçırır mıyım. Süreyya Opera'sında buluştuk ve "Müziğin Kadın Kahramanları"nı birlikte izledik ve dinledik.
"Evcara Saz Semaisi"ni dinlerken aklıma takıldı. Eserin bestecisi Dilhayat Kalfa acaba Kanuni Sultan Süleyman zamanında haremde olsaydı Hürrem Sultan ona nasıl davranırdı diye. Dilhayat Kalfa, doğum tarihi bilinmeyen, 1740 da bu dünyadan ayrılan ve haremde kalfalık derecesine yükselmiş bir müzisyen. Evcara makamındaki peşrev ve saz semaisi de onun en çok bilinen eserlerinden biri. Daha Hamamizade İsmail Dede Efendi ortalıklarda yokken sarayda nağmeleri yükselen bir besteci. Acaba Pargalı İbrahim'le ilişkiye giren Nigar Kalfa kadar güzel miydi, onu da merak ettim...
Dilhayat Kalfa'nın saz semaisini Hakan Şensoy şefliğinde sadece kadınlardan kurulu İstanbul Oda Orkestrası'ndan dinlerken, Şehvar Beşiroğlu'nun çeng çalışına da bayıldım. Çeng, Harp'a benzeyen ve parmakla çalınan eski bir Asya çalgısı. Yirmiden fazla teli olur, çoğunlukla at kılından yapılırmış. Sümerler aynı çalgıya Zagsal derlermiş. Zagsal, Sümer dilinde "Tanrıya şükür anlamına gelirmiş ve bu çalgıyı dua sırasında çalarlarmış. Asurcaya Zakkal-Çakkal olarak geçmiş. Kaldeliler Çangal demişler. Kelime Farsçaya Çengel olarak aktarılmış ve Türkçeye de Çeng olarak yerleşmiş. Çeng çalanlara da bu nedenle Çengi denirmiş.
Yani kısacası biz konserde Oda Orkestrası eşliğinde bir de çengi dinledik. Bir mini harp olan çengden sonra Şehvar Beşiroğlu konser boyunca kanun çaldı...
***
Şef Hakan Şensoy gururumuz. Keman virtüözü Cihat Aşkın'ı özellikle Anadolu ezgilerini yorumlarken dinlemek bambaşka bir zevk. Neva Özgen kemençe icrasıyla beni mestetti.
Soprano Pervin Çakar süperdi, Türk müziği yorumlarında bir başka soprano Yaprak Sayar billur gibi sesiyle harikaydı...
***
Sultan V. Murat'ın kızı Fehime Sultan babası ile birlikte Çırağan Sarayı'nda hapis hayatı yaşamış ve hanedanla birlikte ülkeyi terk etmek durumunda kalınca Fransa'ya Nice şehrine gitmişler. Orada sefalet içinde öldüğü söyleniyor. Bestelediği Marche Union National (Milli Birlik Marşı) konserde Emre Aracı'nın düzenlemesiyle en çok alkış alan eserlerden biriydi.
Fehime Sultan gibi hapishane hayatı yaşamış bir İngiliz besteci ve kadın hakları savunucusu Ethel Smyt'ten de söz etmem gerek. O, verdiği mücadele sonunda kraliyet tarafından "Dame" ünvanıyla ödüllendirilen bir besteci... Dame Ethel Smyth'in de bir eserini dinledik.
42 yaşında hayata veda eden ve kısa ömrüne 466 eser sığdıran Fanny, besteci Felix Mendelssohn'nun kız kardeşi. Onun da bir eseri çalındı.
Ben "Nihavent Longa"yı bir kadın bestecinin bestelediğini bilmiyordum. Eserin, Kevser Hanım (1887 - 1963) adlı besteciye ait olduğunu müzikolog Onur Akdoğdu ortaya koymuş... Cihat Aşkın'ın keman yorumu olağanüstüydü...
Leyla Saz 1845- 1936 yılları arasında yaşamış, tıpkı Dilhayat Kalfa gibi sarayda yetişmiş bir besteci, şair ve yazar. 200 kadar bestesini bir yangında kaybettiği için sadece 50 kadar eseri günümüze ulaşabilmiş. Onun da "Neşide-i Zafer Marşı" icra edildi.
"Müziğin Kadın Kahramanları"nın bestecileri arasında Neveser Kökdeş de, Amerikalı besteci Amy Beach de, Alman Clara Schumann da, Faize Ergin de, Ayşegül Kostak Toksoy da vardı.
Seyirciler arasında bulunan Ayşegül Kostak anons edilip sahneye davet edilince şaşırdım. Geçenlerde çıktığım bir televizyon programında "Nazenin" grubuyla birlikteydik ve Ayşegül o grubun dört üyesinden biriydi. Kanun çalıp şarkı söylüyordu. Eşi Atilla Toksoy da gitarıyla eşlik ediyordu. "Hatırlıyor musunuz?" demişti Ayşegül. "Yıllar önce bir bestenizde kanun çalmıştım."
Konserde "Özlem" adlı eseri çalınan Ayşegül Kostak Toksoy, 1999 Aralık ayında kayıtlarını yaptığım "Milenyum Galatasaray" adlı şarkımda kanun çalmıştı. Ve şimdi ben onun bir eserini İstanbul Oda Orkestrası'nın icrasıyla dinliyordum.
Rastlantılar insana başka bir heyecan ve tat veriyor...
Son notum şu: Müziğin kadın kahramanlarını yöneten ve anlatan 2 erkek sanatçıydı. Yani bu, kadınların da erkeksiz olamayacağı anlamına mı geliyor? Bir de anonim bir türkü olan "Sarı Gelin"in repertuvara neden alındığını çözemedim.
Teşekkürler İKSV ve Borusan...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.