• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

Bir kez daha Cannes'da

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Ocak 2013, 15:40
Ülkemde de, yurtdışında da bana ilaç gibi gelen yerler var. Bazen doğanın güzelliği, bazen o yerdeki dostlar, bazen o yerlerin tarihi özellikleri, bazen o yerlerde yaşanmış anılar seyahatlerimi daha unutulmaz hale getiriveriyor.
***
Altı yıldır en kötü mevsiminde, Ocak ayının sonlarında Midem Müzik Fuarı için gittiğim Cannes'ı pek sevdiğimi söyleyemem. Ama Fransa sınırlarından içeri girdiğimde hangi şehir ya da hangi mevsim olursa olsun, "Sous Le Ciel De Paris"nin kıvrak melodisi dudaklarımda dolaşmaya başlıyor. Becaud'nun "Nathalie"si, Piaff'ın "Milord"u, Aznavour'un "La Mamma"sını mırıldanmaya başlıyorum... "Belle" şarkısının tınıları kulağıma yansıyor... 50 yıldır bizden biri gibi olan Cezayir asıllı Fransız şarkıcı Enrico Macias'ın, Belçika asıllı Marc Aryan'ın, Mısır asıllı Dalida'nın enfes Fransızca şarkılarını hatırlıyorum. Serge Gainsbourg'la birlikte seslendirdiği "Je T'aime Moi Non Plus"daki sımsıcak sesiyle Jane Birkin gönlümü hoplatıyor.
***
George Bizet'yi severim. Leo Delibes'yi de. Francis Lai'in film müzikleri kadar, Paul Mauriat'nin, Michel Legrant'ın hala gözüm gibi sakladığım long play'leri de beni çok etkilemiştir.
Ben Edith Piaff'ı, Yves Montand'ı, Gilbert Becaud'yu, Charles Aznavour'u dinlemekten pek hoşlanırım. Müziğe ilk adım attığım yıllarda Herve Vilard, Alain Barriere, Sylvie Vartan, Johnny Hallyday, Richard Anthony, Michelle Polnareff, Françoise Hardy, Patricia Carli şarkıları vardı mest olduğum. Onları da hala seviyorum.
***
Şu anda bir kez daha Fransa'dayım ve Fransa deyince hatırladığım güzellikleri, ya da unutamadıklarımı sizlerle de paylaşmak istedim.
Fransızların üç şeyi çok güzeldir bana göre. Dillerinin aksanı, şarkıları ve kruvasanları. Fransa'da özellikle sevdiğim üç yer vardır. Biri Paris, biri Nice'in doğusuna düşen Ville France, biri de Provance'daki "La Colombe D'or" adlı tarihi restoran...
Fransız kızlarının güzelliğine gelince. Hiç Fransız sevgilim olmadı. Ama ilk gençlik yıllarımda Jean Seberg, Brigitte Bardot, Mylene Demongeot, Michele Mercier, Catherine Deneuve, Jacqueline Bisset hayranı olduğumu unutmadım. Şimdilerdeyse Sophie Marceau, Laetitia Casta ve Marion Cotillard'ı pek beğeniyorum.
***
Louvre Müzesi'ndeki "Mona Lisa" tablosunu, Paris'teki Eiffel Kulesi'ni ve Notre Dame Katedrali'ni unutmak mümkün mü?
Paris'in tadını özellikle 90'ların başında çıkarmıştım. İşlerim nedeniyle sık sık gittiğimde. Güzeldi yaşananlar...
Fransa'yı yukarda saydıklarımla ne kadar özlüyor ve seviyorsam, bir o kadar da nefret ettiğim yanları var. Ama ben Pazar sabahınızda güzellikleri paylaşmayı yeğlerim...
***
Geçen yılın aksine bu yıl Nice ve Cannes bahardan kalma bir gün ve güneşle karşıladı bizleri. Midem Fuarı'na gittiğimizde beni en çok birlikte seyahat ettiğimiz sanatçı arkadaşlarımla daha da yakınlaşmak mutlu ediyor... İstanbul'da konuşamadıklarımızı burada paylaşıyoruz.
Daha yeni geldim ve 5 günlük gözlemlerimi, yaşadıklarımı haftaya yazacağım. Bugünkü yazımız giriş olsun...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.