Özel Türk Koleji'nde orta birinci sınıfa başladığımda o lise ikinci sınıfta okuyordu. Müzisyen olduğunu duymuştum. Bir yıl sonra kolejin en popüler delikanlısı olduğunun farkına vardım. 29 Ekim'de yürüyüşe katılan kolej bandosunun en önünde asasını sallayarak yürüyen bando şefi, müsamere (drama) kolunun en gözde oyuncusu ve genç kızların sevgilisiydi. O yıl mezun oldu. Özel Türk Koleji'nin 1960 yıllığında Ferdi Özbeğen hakkında şunlar yazılıydı:
Okulun en popüler kişisi. Müzikte çok başarılı. Akordiyon ve bas çalar, bando şefliği yapar, büyük bestecidir. Kazık gibi kolalı gömlek giyip, gayet hoş kravatlar takar, müzikle uğraşır ve ders dinlemez. Her türlü müzikal filmlerden ve eşek şakasından hoşlanır, dersleri sevmez. Gelecekle ilgili planı İsviçre'ye giderek siyasal bilimler okumaktır. Hayat felsefesi ise: 'İnsan güldüğü kadar insandır.'
***
Sonraları ona Alsancak'ta rastlamaya başladım. Meğer iki sokak arkamızda oturuyorlarmış. Neredeyse komşu sayılırdık... Ve kurduğu orkestrayla 60'ların ortalarına doğru ünlenmeye başladı. Ben 1964'de Yeni Asır'da müzik sayfası hazırlamaya başladığımda ilk röportajlarımdan birini onunla yaptım. Orkestrasını Güzelyalı'daki Mehmet Ali Restoran'da dinlediğimde hayran kalmıştım. Batı müziğinin o dönemlerdeki en güzel şarkılarını seslendiriyorlardı. Özellikle de İtalyanca şarkıları... Bir yıl sonra ben de arkadaşlarımla orkestra kurdum ve İtalyanca öğrenmek için İtalyan Kültür Derneği'ne devam etmeye başladım. Ferdi de sık sık oraya takılıyordu. İlk kez yapılan Altın Mikrofon Yarışması'nda (1965) adını tüm Türkiye'ye duyurdu. Sonra rotasını İstanbul'a çevirdi. Orkestrasıyla birlikte Yeşilköy'deki Çınar Otel'e transfer oldu...
Ben 70'lerde İstanbul'a taşındığımda çok nadir rastlaşıyorduk...
***
1980'ler piyanist şantörlüğe geçtiği, plaklarının çok iyi sattığı ve zirveyi yakaladığı yıllar oldu. Konserleri de, çalıştığı kulüpler de tıklım tıklım doluyordu. 1983'te Fuar zamanı Hey Dergisi üç Alsancaklı şarkıcıyı bir araya getirdi. Ferdi'yi, Gülistan Okan'ı ve beni. 1462 (benimki), 1964 (Ferdi'ninki) sokaklarda evlerimizin önünde fotoğraflarımız çekildi ve dergide yayınlandı.
Ferdi'yle ilk ortak çalışmamız 1987'de gerçekleşti. O yıl doldurduğu kasetlerden birinde "Hatıralar Ağladı" adlı bestemi seslendirdi.
***
1993 yılında İzmir'de yapılan Kemeraltı Günleri'nde Konak meydanında Aysun, Kibariye, Ferdi ve ben birlikte konser verdik. O günlerde İzmirli beş sanatçının adı yaşadıkları sokaklara veriliyordu. Sezen Aksu, Gönül Yazar, Kibariye, Ferdi ve ben tabelalarımız asılırken bir kez daha hep birlikteydik.
***
2010 yılında Aysun'un seslendirdiği "Havada Kokun Dağılmadan" adlı şarkıya bir klip çekmeye karar verdik. Klipte Metin Serezli, Selda Alkor, Hıncal Uluç, Ertuğrul Özkök, Ali Poyrazoğlu, Oya Başar, Ayla Dümer, Keremcem, Ahu Türkpençe ve Ferdi Özbeğen bizi kırmadılar ve bir araya geldiler. Çekim günü Ali Poyrazoğlu tiyatrosunda son kez birlikte fotoğraf çektirmiştik...
Sonrasında telefonla ve facebook aracılığıyla sürdü görüşmelerimiz. Onu her aradığımızda "Benim vefalı dostlarım" diye başlardı konuşmaya. Gerçekten vefaya çok önem veriyordu.
***
Güzel ve centilmen bir insan, iyi bir sanatçı, vefalı bir dosttu. Baba tarafından Giritliydi. Müzik alt yapısı çok sağlamdı. Çok iyi bir eğlendirici, yarattığı tarzın çok kaliteli bir uygulayıcısıydı. O, taverna ve arabesk şarkıcısı değil, batı ekolünden gelen usta bir yorumcuydu. Sesi kulaklarımızdan hiç silinmeyecek.
Bugünkü yazım Cannes'dan izlenimler olacaktı. Ne yazık ki Ferdi Özbeğen'i uğurlama yazısı oldu.
Nurlar içinde uyu sevgili arkadaşım...