Dünkü yazımda, cumartesi akşamı Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki 'Carmina Burana' balesinin galasına katılamayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için, 'Keşke orada olabilseydi' demiştim.
Çünkü Opera ve Bale'nin, salona zor sığan dev kadrosuyla, "Değil Elhamra, Adnan Saygun'dan bile büyük sahnelerin operasıyız" mesajını verdiği muhteşem gösterinin en az bizler kadar Başkanımız Aziz Kocaoğlu'nu da etkileyeceğinden emindik.
Ama ne yazık ki dün arayan Aziz Bey'in telefondaki sesi bile ayakta duramayacak halde bir rahatsızlık geçirdiğini anlamamıza yetti. Sitem ettiğimiz Başkan Kocaoğlu meğer yorgan döşek yatıyormuş. Rapor alarak evinde istirahat etmek zorunda kaldığı için Carmina Burana'nın galasındaki yerini alamamış.
***
Elbette her durumda mazur görülmeyi gerektiren 'hastalık' söz konusu olduğunda boynumuz kıldan ince. En kısa zamanda şifa bulmasını diliyoruz.
Telefonda güçlükle konuşabilen Kocaoğlu, Efem Çukuru Üzüm Festivali'nde kendini çok yormuş ve kötü bir enfeksiyona yakalanmış. Buna bir de burun alerjisi eklenince, hastalığından ziyade gösteride vereceği rahatsızlıktan çekinerek temsilde bulunamamış.
Ama aklının orada kaldığı belli Başkan Kocaoğlu'nun... "Adnan Saygun zaten bizim. Ev sahibi olarak cumartesi akşamı orada bulunmak istemez miydim? Ama gelseydim, hapşırmaktan gösteriyi izleyenleri de kaçıracaktım" diyerek halini izah ettikten sonra, "Mavişehir'deki opera binasının proje yarışmasını başlatıyoruz. Orayı bir an önce tamamlamak önceliklerimizin başında geliyor" müjdesini bir de Başkan'ın ağzından duymanın beni nasıl mest ettiğini düşünün.
***
Onca yetersizliğe rağmen, birçok eseri İzmir'in adıyla etiketleyen ve başarısını Avrupa'ya kadar götüren Opera'nın bina sorununu defalarca burada dile getirdim. Şimdi en yetkili ağızdan, üstelik bitkinliği kelimelerinden akıyorken duyduklarım elbette beni çok heyecanlandırdı ve mutlu etti.
Keşke her fırsatta nasıl marka olunacağını anlatan yüksek sermaye sahipleri de kültür sanatın çıtasını yükseltmek adına burun kıvırdıkları Büyükşehir Belediyesi kadar ellerini taşın altına sokmayı bilseler. O zaman daha ne 'sanat eseri' niteliği taşıyan yapılar kazanır İzmir...
Tamer Karadağlı bu kez ders verdi
Sunucuların programa çıkardıkları sanatçıları, 'özel hayatla ilgili' sorularla canından bezdirmekten zevk alması moda haline geldi. Belki daha önceki iniş ve çıkışları yüzünden çoğumuzun eleştiri oklarını üzerine çevirdiğimiz Tamer Karadağlı, bu kez televizyonda harika bir ders verdi.
TRT2'de kendisini özel yaşamı konusunda köşeye kıstırmaya çalışan Tuluhan Tekelioğlu'na, karşı atağa geçerek soruyu patlattı ünlü oyuncu: "Sen başka bir erkeği düşündün mü hiç!"
KENDİ KUYUSUNA
Canlı yayında, ayağı kendi kazdığı kuyuya kayıveren evli sunucu, dengesini korumak için bir hayli yalpaladı. Önce güldü, kahkaha attı ama Tamer Karadağlı üzerine gidince, "Evet, bir tek babamı düşündüm" diye kendini kurtarmaya çalıştı.
Usta oyuncu, "Böyle yaparak aslında düşündüğünü söylüyorsun" şeklinde karşı atağını gole taşıyınca da, Tekelioğlu 'bu konuları TRT'de konuşamayacağını' belirterek kesip attı.
Böyle konular sırf erkekleri sıkıştırmak söz konusu olduğu zaman konuşulacak değil ya! Demek ki kendine sorulduğunda apışıp kalacağın lakırdılarla başkasının üzerine çok gitmeyecekmişsin! Yoksa kendi sorularına da yanıt alamadan konuyu kapatır gidersin.