"Doğumunun 200'üncü yılında 2010'a adını veren, Polonyalı büyük piyano bestecisi Frederic Chopin, iki haftadır sanatçı kimliği ve eserleriyle Müzik Mutfağı'nın ana temasını oluşturuyor. Programın 'Gurme Müzik' bölümünde Gaye Çağlayan ile sohbet havasında bilgi ve görüşlerini aktaran dünyaca ünlü piyano solistimiz Burçin Büke, 'Yorumlar müzisyenleri yaşatıyor. O zamana özgü yeteneklerin ortaya çıkardığı müzikler bugün yapılamasa bile, kişisel dokunuşlar onların günümüzde de zevkle dinlenmesini sağlıyor' diyerek, yorum farklılığının önemine vurgu yaptı."
***
Evet, aynen yukarıdaki ifadeleri kullanmıştım, geçtiğimiz Ocak ayındaki ıÜü"TRT Radyosu'nda Burçin Büke'yle klasik müzik keyfi" başlıklı yazımda... TRT 3 Radyosu'nda hala devam eden ve perşembe günleri sabah saat 09.00'da yayınlanan Müzik Mutfağı programında, dünya klasiklerinden usta isimlerin eserlerine, yaşam öykülerine ve sanatçı kişiliklerine yer veriliyor.
Müzik Mutfağı'nın o günkü köşemde bahsettiğim programında, usta Chopin yorumcularından Rus Vladimir Horowitz'in dokunuşlarına yer verilmişti. Piyanist Horowitz'in, New York Manhattan'daki dünyanın en ünlü konser salonlarından Carnegie Hall'de çaldığı Chopin kayıtlarını dinlemek, benim için enfes bir müzik ziyafetinin keyfine varmak anlamına geliyordu.
Hele bir de, 'müziğin romantik şairi' olarak tanımlanan Polonyalı bestecinin en sevdiğim klasikçiler arasında yer aldığını düşünürseniz...
***
Bununla kalmadı... Ocak ayındaki o programın bir sonrakinde ise, bu kez dünya çapındaki bir başka Chopin yorumcusu İdil Biret'in yorumlarına yer veriliyordu. Ki, ben onun CD'lerinden yeterince aşinaydım benzersiz dokunuşlarına...
Burçin Büke'nin dediği çok doğruydu. Bugün eşine rastlayamadığımız besteciler, doğayı, iç dünyalarını, duygularını, coşkularını ezgilere öylesine dokunaklı bir şekilde aktarmayı başarmışlar ki, bugün her usta yorumcunun kişisel dokunuşlarında adeta yeniden yaratılıyorlar.
Ve işte o bestecilerin bugün de zevkle dinlenmesine kendine özgü yorumuyla kalite katan Burçin Büke, son CD'si 'Chopin' ile dimağımızda iz bırakacak fevkalade bir lezzet karması ortaya çıkarmış.
***
Yukarıda vurguladığım gibi, Chopin'i yeryüzünde onun adıyla bütünleşmiş isimlerden çokça dinleyen bir klasik sevdalısı olarak, Büke'nin tarzına 'bayıldım' diyebilirim. Burçin Büke, 'Chopin' albümüne aldığı bestecinin waltz, nocturne, prelude, mazurka ve ballade'larından oluşan eserleriyle, gerçekten romantizmin tuşlarda dolaşan şiirsel melodisini içimize işleyecek bir başarıyla seslendirmiş. Çok etkileyici...
Bu çalışma, Chopin'e çeşitlilik katan Büke'nin dünya çapındaki müzik kariyerinde yeni bir kilometre taşı. Bunu anlamak için onu dinlemek elbette yeterli. Ama albümün kapak içinde yazılı olan, yabancı basından alıntılanmış övgü dolu sözler de Burçin'in yorumu ve sitiliyle nasıl bir başarı çizgisi yakaladığının gurur verici bir başka göstergesi.
Ayrıca, albümün görsel yönden sanatsal estetiğine de diyecek yok... Çünkü CD'nin kapak tasarımı ünlü ressamımız İsmail Acar'ın güzel bir resmiyle hazırlanmış. İkilinin tüm sanatsal üretimlerinde kurdukları destek temasına gıpta etmemek elde değil.