Modern ambulanslar tıp merkezinden çok daha donanımlı yapılarıyla hastayı hayatta tutmak için son derece başarılı hizmetler veriyorlar Özel Ege Ambulans Servisi Mesul Müdürü Dr. Aykan Çelikel, özel ambulansların çalışma sistemi ve merak edilen konulardaki sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor:
-Hangi ağrılarda acilen ambulans çağırılmalı?
Bazı ağrılar mutlaka doktor gerektiren ağrılardır. Baş ağrısında ambulans çağrılmasını garip bulmuyoruz. Çünkü baş ağrısının acil olup olmadığına hasta karar veremez, hasta sahibi de karar veremez. Buna bir sağlıkçının karar vermesi en uygun olanı. Baş ağrısı beyin kanaması veya yüksek tansiyona bağlı olabilir ve hayatı tehdit edebilir. Göğüs ağrısı, kalp krizinin habercisi olabilir. Örneğin böbrek ağrısını çeken bilir ve böbrek ağrısı kesinlikle doktoru, ambulansı hak eden bir ağrıdır.
-Çağrı merkezinde durumun aciliyetini kısa sürede anlamak için kullandığınız özel bir yöntem var mı?
Gayet soğukkanlı sorularla, hasta sahibini sakinleştirerek "Efendim lütfen sakince derdinizi anlatın. Size 5 dakikada ulaşabilecek mesafede bir ambulansımız var" diyoruz. Bazı kod sözcüklerimiz var. Sizin söylediğiniz sözcüklerin içinde bunlar varsa, biz zaten konuşma devam ederken ambulansı yola çıkartıyoruz.
Bazı hadiseler de küçüklüğünü büyüklüğüne bakılmaksızın acil kabul edilir. Mesela kavga... Bir yumrukla kişi gözünü kaybedebilir. Kavga acildir, tecavüz, saldırı, düşmeler acildir. Bunlar çok önemli kriterler. Hasta bize bu ve benzer kod sözcükleri verdiği anda; "Yetişin, hastam çatıdan düştü" dediği anda ambulans yola çıkar. Ondan sonra biz hasta yakınını sakinleştiririz. Trafik kazası yine bir kod sözcüktür. Hafif bir kazadır, ambulans boşuna gider gelir ama yine de gitmelidir.
-"Durumun aciliyetini bildiren kod sözcükleri duyduğumuzda ambulansı hemen yola çıkarıyoruz" dediniz. Adres bilgilerini almadan da yapabiliyor musunuz bunu?
Evet. Kullandığımız telefonlar bir bilgisayar sistemine bağlı. Telefondan kısa sürede adrese ulaşmak mümkün. Ama her adres sistemde çıkmıyor maalesef.
-Türkiye'de çoğu olayda ambulansın kısa sürede gelmemesi de çok eleştiriliyor...
Doktorun olay yerine 5 dakikada yetiştiği bir sistem, bırakın Türkiye'yi dünyada yok. Örneğin Hindistan'da bu sürenin 45 dakika olması, uluslararası toplantılarda "büyük başarı" olarak sunuyur. Vatandaşın da ambulansları doğru taleplerle kullanması çok önemli. Ambulanslar 40 yaralının olduğu bir trafik kazasına gidiyor, orada "Niçin benim hastamı taşımıyorsunuz?" deme hakkınız yok. Yaşam önceliğinde torpil olmaz. Ama maalesef etiketli hastaya öncelik verilmesi ne yazık ki talep ediliyor. Profesör hafif yaralı ise olay mahallinde bekleyecek. Kolu kopan, karın bölgesinde yarası olan, kalp bölgesinde yarası olan öncelikli olarak taşınacak. Ama birileri ne yazık ki öncelik istiyor. Sağlık sisteminde öncelik, her zaman hakedenin olmalı...
-Paramediklerin ambulans hizmetleri içindeki yeri nedir?
Paramedikler; liseden sonra iki yıl boyunca çok yoğun olarak sadece hayat kurtarıcı işlemleri öğrenirler. Dünya Sağlık Örgütü'nün tarif ettiği bütün acil durular listesinde; yanık, yüksekten düşme, kalp krizi, solunum durması, kalp durması, şiddetli karın , böbrek, diş ağrısı, doğum olayının başlaması, emboli atması, dalağın ani yırtılması gibi konularda ilk müdahale konusunda eğitim alırlar. Doktorun yetişemediği ya da doktorun gitmesinin şart olmadığı durumlarda bu kişiler vakalara müdahale için araç komutanı olarak gönderilir.
-Bir paramedik, hastaya müdahalede nereye kadar yetkilidir?
Mesela boğazda hırlama ile seyreden "sahte difteri" dediğimiz bir hastalık var. Ses telleri sıkışır ve çocuk nefes alma güçlüğü çeker. Paramedik doktora sormaksızın, solunum yolunu açma, dolaşımı kontrol etme, damar yolunu açma, oksijen verme, çocuğu sakinleştirip uygun bir pozisyon verme yetkisine sahiptir.
-Ambulansta doktor yerine paramedik olmasının herhangi bir sakıncası olabilir mi?
Ambulansta doktorun olmamasının sorumluluğu merkeze aittir. Doktor gelmedi diyen vatandaşın şikayetinin de haklı bir nedeni olması lazım. Biz özel sektör olduğumuz için vatandaş doktor talep ettiğinde doktor gönderiyoruz. Ama bu ayrım özel olarak belirtmediğinde ihtiyaca göre paramedik de olay yerine gidebilir ve aldığı eğitim sayesinde ilk müdahaleyi de gereği gibi yapar.
-Paramedikler ilk müdahalede bu derece etkin ve başarılı olmasına rağmen hak ettikleri değeri yeterince göremiyorlar galiba...
Kesinlikle. Türkiye'de birçok doktor eğer eğitimi yoksa acil müdahale konusunda çok da yetenekli olmayabilir. Oysa paramedikler hayat kurtarıcı acil müdahale konusunda iki yıl boyunca çok ciddi bir eğitim alıyorlar. Onlara sonuna kadar güvenmeliyiz. Paramediklerin hayat kurtarıcı müdahaleleri sınırlıdır, ilaç kullanma yetkileri sınırlıdır ama yasa bu kişilere ilk 15 dakika müdahale yetkisi vermiş. Bu işi de son derece başarılı bir şekilde yerine getiriyorlar.
-Ambulanslar hayat kurtarmada neyi yapabilir?
Neyi yapabilir yerine dünya standartlarında modern ambulanslar neyi yapmaz onu konuşalım. Ben tıp merkezimde yapamadığım birçok şeyi Ege Ambulans'ın 9 ambulansında yapabiliyorum. Tıp merkezinde ameliyat yapmadığımız için yapabildiklerimiz sınırlı. Burada Sağlık Bakanlığı'nın verdiği ruhsatla hastayı 15 dakika yaşatma hakkına sahibiz. 16'ncı dakikada biz bu hastayı ya bir hastaneye göndermek ya da bir ambulansa teslim etmek zorundayız. Modern ambulans günümüzde bir üniversitenin, bir yoğun bakımın temsilcisi durumunda. Hastayı yaşatmak için gereken her türlü teknik ve tıbbi donanım bu ambulanslarda var.
Karga tulumba yaralı taşımayı bırakmalıyız
Ege Ambulans Mesul Müdürü Dr. Aykan Çelikel'in yaşadığı ve şahit olduğu birkaç olay, vatandaşların da ambulans hizmetler ve ilk müdahale konusunda bilgilenmesi gerektiğini ortaya koyuyor:
Çok sıcakkanlı bir milletiz ve hemen tepki veriyoruz. Bir trafik kazasında küçük bir çocuk gözümün önünde bisikletten havaya uçtu. "Doktorum" dedim ve çocuğu yerinde muayene ettim. Etraftaki bağırış çağırış, panik, kıyamet.. "Hadi hastaneye götürelim" diyorlar. Çocuğu yerden kaldırmadım diye, yerinde muayene ettim diye neredeyse dayak yiyordum. "Çocuğun kafasından kan akıyor" diyorlar, akabilir. İlla hastaneye karga tulumba taşınmak zorunda değil. Bunu yaparken hastayı sakatlayabiliriz. Belki çocuğun boynu kırık... "Hayır" dedim, "Ambulans gelecek".. Ağız dolusu küfreden, "Doktorsan doktorluğunu bil" diyen.. Neyse ki ambulans geldi ve çocuğa ilk müdahale olması gerektiği şekilde yapıldı.
Urla 112'de görevli bir doktor hanım Çeşme'de kaza yapıyor. Arabada sıkışmış, "Ben 112'ciyim. Ne olur ellemeyin. 20 dakika ambulans beklemeye razıyım" demesine rağmen karga tulumba arabadan çıkarıyorlar.
Akhisar çıkışında trafik kazası olmuş. Arabalar yavaş seyrediyor, polis olay yerinde yerde birinin üzerine gazete kağıdı örtülüyor...
Saat sabahın yedisi. Ölmüş gibi görünüyor ama içimden bir ses durup bakmamı söyledi. "Doktorum" deyip kimliğini gösterdim ve gazeteyi kaldırdım. kadına baktım ölüm rengi yok... Kafasını tuttum. Dilini açtım ve pozisyon verdim yerinde. Kadın birdenbire derin bir nefes çekti.
Hemen bir ambulans çağırmalarını istedim. Kadının başı ellerimde, nabzı çok hafif atıyor. Başını bırakamıyorum çünkü durumu çok hassas. İnanın o anda bir ambulans şirketi sahibi olarak ambulans beklemenin ne kadar zor olduğunu bizzat yaşadım. 16 dakikada geldi ambulans ama o 16 dakika bana çok uzun geldi. Biz Ege Ambulans olarak 15 dakikada olay yerine ulaşma garantisi veriyoruz. 112 de dünyanın pek çok yerinden çok daha hızlı bir şekilde olay yerine ulaşıyor. Ama vatandaşlarımıza da önemli bir görev düşüyor burada. 70 milyonun, hayat kurtarmak için ilk 5 dakikada ne yapması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor.
BİTTİ