• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ağrının alarmını doktor susturmalı FİLİZ İÇKE ÖNAL

Ağrının alarmını doktor susturmalı

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15 Eylül 2009, 16:13
Basit bir kas ağrısı gibi algıladığımız omuz ağrısı gerçekte kanserin habercisi olabilir. Ağrı polikliniklerinde yapılan tetkikler, altta yatan nedeni ortaya çıkardığı için ya erken tanı şansı veriyor ya da sorunun kaynağını net bir şekilde ortaya koyup uygun ilaç ve yöntemle tam iyileşme sağlıyor Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile birlikte ülkemizde de sayıları giderek artan ağrı poliklinikleri, baş ağrısından bel ağrısına, kanser ağrısından eklem ağrılarına her tür ağrının tedavisi yapılırken, hastalık ne kadar ağır olursa olsun tüm hastalara "ağrısız yaşam konforu" sunuyor. Özel Gazi Hastanesi Ağrı Polikliniği'nden Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Erkan Teyin, tıpta uzun zamandır tek başına bir sorun olarak ele alınan ağrılar hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
-Ağrı nedir?
Doktora başvurularda en sık rastlanan şikayet olan ağrı, aslında birçok hastalığın ilk habercisi, hatta hayat kurtaran bir alarm sistemidir. Sadece fiziksel değil psikolojik yanı da olan ağrı, hekim tarafından düzeltildikten sonra tehlike geçer ve alarm susar. Ancak bazen bu alarm sistemi susmaz ve sürekli tekrar eder. Tıpkı üzerine kedi konsa öten araba alarmları gibi... Bu durum da kişinin hayat kalitesini bozar.
-Ağrı bir alarm sistemi ise doktora başvurmadan kesilmesi sakıncalı olabilir mi?
Sebebini anlamadan ağrıyı kesmek sakıncalıdır. Ağrıyı, ağrıya neden olan sebep bulunduktan sonra ortadan kaldırmak gerekir. Örneğin uzun yıllar boyunca sigara içen ve birkaç aydır omzu ve kolu ağrıyan bir hasta akciğer kanseri olabileceği gibi, yaşadığı ağrının sebebi basit bir kas ağrısı da olabilir. Bu kişi, ağrısını kendisi geçirmeye çalışırsa ve altta yatan sebep kanser ise burada büyük bir tehlike var demektir. Yapması gereken doktora başvurmak. Çünkü biz altta yatan soruna bakarız. Omuz grafisi, akciğer grafisi çekilir, tetkikler yapılır ve çıkan sonuca göre hastanın ağrısı eklem ve kaslardan kaynaklanıyorsa ilaç tedavisi, gerekirse girişimsel ağrı tedavisi uygular ve kişiyi rahatlatırız. Ama diyelim kişinin kanser hastası olduğu anlaşıldı. Ağrısı da var... Kanser tedavisi devam ederken bir yandan da ağrıdan kurtulması için ağrı tedavisi uygulanır ve hastanın yaşam kalitesi artırılır.
-Ağrı tedavi edilmez ise ne gibi sakıncalar doğurur?
Bazı hastalıklarda tedavi sağlanamaz. Hasta sürekli veya dönemler halinde ağrı çeker. Bu durum da hastanın yaşam kalitesini bozar. Sosyal ortamlardan uzak kalmasına, işlerini yapamaz hale gelmesine neden olur. Vücudun sürekli alarm pozisyonunda durması da kişiye zarar verir. Bir süre sonra vücudun diğer fonksiyonları zincirleme etki ile bozulmaya başlar.
-Ne tür ağrıları ciddiye alıp hemen tedaviye başvurmalıyız?
Yaşınıza ve sağlık durumunuza göre bunun kriteri değişir. Hiç baş ağrısı yaşamayan birisi ani başlayan bir baş ağrısında hemen doktora başvurmalıdır örneğin. Ya da sık sık başı ağrıyan biri o zamana kadar yaşadığı en şiddetli baş ağrısını yaşıyorsa vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır. Ama normalde hafif bir bel ağrısı yaşadığınızda acilen ağrı kliniğine başvurmanıza gerek yok. Birkaç gün istirahat ve basit bir ağrı kesici ile ağrınız geçmiyorsa, aile hekiminizin verdiği ilaç yeterli gelmiyorsa o zaman bir nöroşürji veya ağrı kliniğine başvurabilirsiniz. Görüldüğü gibi ağrılarda başvurma kriterleri ile ilgili net bir şey söylemek zor ama kabaca şöyle bir genelleme yapabiliriz: yaşam kalitenizi bozan her ağrı tedavi gerektirir.
-Tıbbın bugünkü imkanları ile ağrının şiddetini objektif yöntemlerle ölçememek işinizi zorlaştırıyor mu?
Zorlaştırıyor ama bizim için önemli olan hastanın yaşam kalitesi.
Hastanın yaşam kalitesini artırabildiysek başarılı oluyoruz. Örneğin hastanın yalancı bir ağrısı da olabilir. Psikiyatrik kökenli bu tür ağrılar için psikiyatristlerden de destek alarak "Hastanın depresyonu var mı? Ağrıdan bir menfaati var mı? Bu durumdan fayda sağlayacak pozisyonda mı" gibi soruların yanıtını bulmaya çalışıyoruz. Bu tür ağrıların tedavisinde gerekirse antidepresanlar da kullanılıyor.
-Ağrı psikolojikse...
Diyelim hastanın psikolojik problemleri var ve ağrısı bundan kaynaklanıyor. Yardım aldığımız psikiyatristlerle beraber hastanın yaşam kalitesini artırıyoruz. Tipik bir ev kadını düşünün: evde 3-4 çocuk, eşi çalışıyor, işten sonra kahveye gidiyor. Kadın kendisine zaman ayıramıyor, eş ilgisiz.. Bu kadının kendini ifade etmesinin tek yolu hastalığı ve ağrıları.. Bu tür durumlarda psikolojik destek şart.
Bir de şu var: Birisi size "Ağrım var" diyorsa ya ağrısı ya da desteğe ihtiyacı vardır. Psikolojik diyerek ağrıyı geçiştirmek de doğru değil.
İnsan beyninin savunma mekanizmaları var. Mesela yoğun bakımda yatan hastaların birçoğu yoğun bakımı hatırlamaz. Çünkü ortada büyük bir travma var ve beyin bir savunma mekanizması geliştirerek bu bilgiyi kaydetmiyor. Aynı şekilde ağrı psikolojik de olsa bir savunma mekanizmasıdır, gerçek anlamda olduğunda da olmadığında da.
-Hayatı boyunca ağrı kesici ile yaşayan insanlar var...
Bu artık bir ilaç bağımlılığıdır. Doktora başvurmadan, tanı konmadan, tedavi olmadan, komşu tavsiyesi ile ağrı kesici kullanmak biraz da paylaşım kültürümüzün bir sonucu. Ancak bu şekilde ağrılarınızdan kurtulamadığınız gibi zaman içinde ilaca bağımlı olursunuz. Bu nedenle
hayat kalitenizi bozan bir ağrınız varsa mutlaka doktora başvurmanız gerekir.

BASAMAK TEDAVİSİ
-Ağrı polikliniklerinde nasıl tedaviler uygulanıyor?

Ağrının yok edilmesine yönelik tüm girişimleri "basamak tedavisi" olarak düşünebilirsiniz. Merdivenin en alt basamağında basit ilaçlar kullanılır. Ağrı bu basamakta kontrol altına alınamaz ise bir üst basamakta daha etkin ilaçlar tedaviye eklenir. Bu basamakta da sonuç alınamadığında "girişimsel ağrı tedavileri" başlığı altında radyofrekans, ozon tedavisi gibi yöntemlerle ağrı giderilmeye çalışılır.

Ağrı türleri

Zamana göre:
-Yeni başlayan ağrı.
-Müzminleşen ağrı.
Yeni başlayan ağrı; atta yatan hastalığa göre 1-2 saatlik bir ağrıdan üç dört haftalık bir döneme kadar uzanan süreyi kapsar. Yeni başlayan bazı ağrı türleri tedavi edilmez ise müzminleşir ve yıllar sürebilir.
Kaynağına göre:
-Duyusal ağrı
Vücudumuzdaki bir apsenin veya kırılan kemiğin ağrısı, apandist sonucu karnımızın ağrıması "duyusal ağrı"dır.
-Nöropatik ağrı
Sinirlerin iltihaplanması veya zedelenmesi sonucu sinir boyunca hissedilen ve çok rahatsız edici olan ağrıya "nöropatik, nevraljik ağrı" adı verilir.
Psikolojik ağrı:
Hastanın şikayetine yol açan ağrının esas kaynağı psikolojik sorunlarıdır.
Fantom ağrısı:
Çok nadir görülen fantom ağrısı, bir uzuv kaybedildikten sonra da kişinin kaybettiği uzvu ağrımaya devam ediyormuş gibi hissetmesidir. Örneğin kişi, dişi ağrıdığı için dişini çektirir ama ağrısı devam eder. Ya da bacağı kesilen biri bacak ağrısından şikayet eder. Bu tür ağrıların tedavileri de ağrı polikliniklerinde yapılır.

YARIN: GİRİŞİMSEL AĞRI TEDAVİLERİ
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.