• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yırtılması ölümcül, tedavisi 45 dakika FİLİZ İÇKE ÖNAL

Yırtılması ölümcül, tedavisi 45 dakika

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29 Aralık 2012, 15:41
Uzmanlara göre, özellikle ileri yaştaki yüksek tansiyonu olan bireylerde balonlaşan ve çoğu zaman balonlaştığı fark edilmeyen aort damarının yırtılması, her 200 ölümden birinin sorumlusu. Zamanında fark edilen balonlaşmanın ortalama 45 dakika süren tedavisi ise hayat kurtarıyor

Kalbimizden pomlananan kanı tüm vücudumuza dağıtan ve bir anlamda kan dolaşımı için "anayol" görevi gören aort atardamarı, çeşitli sebeplerle bir yerinden balonlaşabiliyor. Bu balonlaşmanın büyükçe bir kısmı karın boşluğunda, daha az bir kısmı da göğüs boşluğunda oluyor.
Biz balonlaşma diyoruz, tıp dünyası anevrizma... Çoğunlukla vücutta hiçbir şikayete yol açmayan bu baloncuklar, bir gün -çok şişirilen balonun patlaması gibi- yırtılabiliyor.
Yırtılma ile birlikte karın veya göğüs boşluğuna kan dolmaya başlıyor ve dakikalar içinde ölüm gerçekleşiyor. Hastaların neredeyse yüzde 90'lık bölümü hastaneye bile ulaştırılamadan hayatını kaybediyor. Geri kalan yüzde 10'luk kesim, eğer yeterince şanslıysa hemen ameliyata alınarak kurtarılabiliyor.
Çoğunlukla 60 yaş üzeri hipertansif erkeklerle görülen aort anevrizması, daha az sayıda olmak üzere kadınlarda da görülebiliyor. Üstelik kadınların damarları erkeklere göre daha narin yapıda olduğu için, balonlaşma daha küçük boyutlardayken yırtılma gerçekleşebiliyor.
Aort anevrizmaları ile ilgili olarak buraya kadar anlatmaya çalıştığım, durumun hastalar ve yakınları için ne kadar trajik olabileceği.
Özel Gazi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Özalp Karabay da, bu ölümcül tehlikenin, kısaca "EVAR" olarak adlandırılan "Endovasküler Onarım"la nasıl tedavi edildiğini anlatıyor.
-Aort atardamarının vücudumuzdaki işlevi nedir?
Kalpten pompalanan kanı, vücudumuza "aort" adı verilen atardamar dağıtır. Aort; vücudumuzun en kalın atardamarıdır. Kalpten çıktığında 3 santim olan çapı, aşağı indikçe 1.75 cm'ye kadar azalır. Organlarımıza giden bütün atardamarın hepsi aort'tan çıkar. Aort, kalpten ayrıldıktan sonra aşağı doğru yönelip göğüs boşluğunu geçer, karına girer ve burada da çeşitli organlara dallar verdikten sonra karın alt kısmında ikiye ayrılıp bacak atardamarlarıyla devam eder.
-Aort anevrizması nedir?
Aort anevrizması; aort damarının normal yapısını kaybetmesi sonucu meydana gelen damar duvarında genişleme/balonlaşmadır. Aortun, göğüs boşluğundaki kısmı "torasik aort", karın boşluğundaki kısmı ise "abdominal aort" olarak adlandırılır. Abdominal aort anevrizması (AAA), aortun karın bölgesinde olan kısmının bir bölümünün genişlemesi ve "balonlaşması"dır.
"Anevrizma" denilebilmesi için genişlemenin olduğu yerde çapın, aortun normal çapının yüzde 50'sinden fazla olması gerekir. Aort anevrizmaları göğüs bölgesinde de olabilirse de, karın bölgesinin anevrizmaları çok daha fazla görülür. Karın bölgesinin anevrizmaları, tüm aort anevrizmalarının yüzde 75'ini oluşturur.
-Daha çok kimlerde görülür?
Aort anevrizması erkeklerde daha sıktır ve ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı da artar.
65 yaş üstü erkeklerin yüzde 2-13'ünde kadınların da yüzde 6'sında bulunmaktadır.
Genel sağlık taramalarında bulunan anevrizmaların yüzde 90'ı küçüktür (3.5 cm altında)
yani tehlikeli değildir, ancak yakın takibi ve sigara-hipertansiyon gibi risk faktörlerinin
tedavi edilmesi gerekir.
-Aort anevrizması neden hayati önem taşımaktadır?
Anevrizmaların en korkulan tarafı, genişlemeye devam edip yırtılabilmesidir. Bu durumda aort içindeki kan süratle karın boşluğuna dolar ve yırtığın büyüklüğüne göre kısa bir zaman içinde ölüm meydana gelir. Yırtılan anevrizmalarda ölüm oranı yüzde 70-90 arasındadır. ABD'de her yıl bu sebeple 15 bin kişi kaybedilmektedir. Ülkemizde çok sağlıklı veriler olmamasına rağmen 200 ölümden birinin aort anevrizmasının yırtılması nedeniyle olduğu tahmin ediliyor. O nedenle bu ölümlere meydan vermemek için bunları bulduğumuz zaman hastaya anlatıp, durumun bilincine varmasını sağlamak ve tedavisini yapmak gerekiyor.
-Balonlaşma her zaman bir bölgede mi olur?
Hayır. Aynı hastada hem kalbin arkasında göğüs boşluğunda hem de karın boşluğunda balonlaşma olabiliyor. O nedenle hasta başvurduğu zaman kalpten kasığa kadar ana damarın bütün incelemesi yapılıyor ve yapılacak müdahale buna göre planlanıyor.
Bazen de vücudunda başka yerlerde, örneğin beyin damarlarında, ayak damarlarında, organ damarlarında balonlaşma olan hastalarda bu durum aort anevrizmasının da bir işareti sayılmalı ve inceleme yapılmalıdır. Bu yapılmazsa, hastanın çok rahatlıkla çözülebilecek problemi
gözden kaçırılabilir ve hasta kaybına kadar gidebilen ağır sonuçları olabilir.
-Aort anevrisxzması nasıl tedavi ediliyor?
Aort anevrizmasının tedavisinde klasik cerrahi, dünyada 1990'ların, ülkemizde de 2000'li yılların başına kadar yoğun biçimde yapıldı. Bugün hala başarıyla yapılmakta. Ancak bu arada önemli gelişmeler oldu. Bu gelişmeler sayesinde artık karnı tamamen açıp genel anestezi altında ameliyat yapmak yerine, içten damar koyma olarak da bilinen, EVAR (Endovasküler Aortik Reapir) olarak adlandırılan "endovasküler teknik"le, kasıktan iki santimlik bir kesi açarak, hastaya genel anestezi vermeden, belden uyuşturarak ya da lokal anestezi altında hasta ile konuşarak tedavi yapılabiliyor.
-Endovasküler tedavi nasıl uygulanıyor?
Sağ ve sol kasıktan girerek kateterler yardımıyla o bölgenin anjiyografisi alınıyor ve balonlaşma olan bölgeye, normal damarın şeklini alacak şekilde suni bir damar yerleştiriliyor. Ortalama 45 dakika süren bu işlemde, takılacak damarın çapı ve uzunluğu hastaya göre ayarlanıyor. Bu suni damarın özelliği ısı hafızalı olması. Genleşerek damara yapışıyor ve böylece balonlaşmayi devre dışı bırakarak damarın işlevini yeniden sağlıklı bir şekilde yerine getirmesini sağlıyor. Hastayı yormadan, genel anestezi almasına gerek kalmadan yapılan bu girişim sonrası hasta 1-2 saat içinde yatağına alınıyor ve hastanede 48 saatlik gözetim süresinin ardından evine gönderilebiliyor.
-Bu teknikle her vaka tedavi edilebiliyor mu?
Vakaların yaklaşık yüzde 70'i, endovasküler teknikle baloncukların tedavi edilebiliyor. Geri kalan yüzde 30'luk kesim ise klasik cerrahi ile tedavi edilebiliyor. Bu tedavilerin sonrasında da 6 ayda veya yılda bir kez düzenli takip çok önemli.

Farkında değiliz

Amerika'da yılda 200 bin civarında anevrizma ameliyatı yapılıyor, bu rakam bizim ülkemizde 1500-2000 civarında. Hastalığın öneminin farkında olmayışımız, bu rakamların düşüklüğünde en büyük etken. Bu konuda vatandaşımıza vereceğimiz en önemli mesaj şudur: Doktorunuz tanı koyduysa, bunun peşini bırakmayın. Elbette tanı konması için de kontrollerinizi düzenli olarak yaptırın.

Kimler özellikle risk altında?
* 60 yaş üzeri kişiler
* Beyaz ırk
* Erkekler
* Sigara içenler
* Yüksek tansiyonu olanlar
* Aile öyküsü olanlar
* Diyabet hastaları
* Kolesterol problemi olanlar


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.