• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Ege insanının geçmişin dost yüzüyle buluşması HÜROL DAĞDELEN

Ege insanının geçmişin dost yüzüyle buluşması

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Mayıs 2012, 19:09
Sefa Taşkın, İzmir'in mücadeleci bir ismidir. Bergama Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, hem yıllar önce Bergama'dan kaçırılan Zeus Sunağı için önemli adımlar attı hem de Ovacık Altın Madeni'nde ilk siyanürle altın arama gündeme geldiğinde, karşı çıktı, gündeme oturdu.
Onu nasıl tanırsınız tanıyın, şu bir gerçek; makamında oturup sallamak yerine, Taşkın halkın arasında karıştı, gerçeklerle yüzleşti. Fikir vermeye çalıştı, halkını bilinçlendirmeyi hedefledi.
Bu yüzden Bergamalılarla bütünleşti.
Bergamalı gençlerin, Taşkın'ın önderliğinde 1990'da iki kez Berlin'e giderek "Sunak" önünde gösteri yapması, Türkiye'nin tarihsel mirasa sahip çıkışının ilk özgün adımıydı.
Aynı dönemde Bergama'da siyanür kullanarak işletilmek istenen altın madenine karşı, çevrenin korunması hususunda, Taşkın'la yöre insanı direniş başlattı. Bu da Türkiye'de çevre bilincinin gelişmesi konusunda bir ilk'ti.
***
Sefa Taşkın, başkanlığı bırakınca, onun başka bir yeteneğini daha tanımaya başladık, yazarlığını...
Üstelik bu yazarlık, sadece düşle gerçek arasında değil, özellikle Bergama ve çevresinin tarihsel gelişimiyle örtüştü. Ege Rüzgarları'nda, sürgündeki Zeus'u, Homeros'u anlattı. Pergamon Kadınları'nda, yörenin savaşçı kadınlarının öyküsü vardı.
Kitapları ve fikirleri, Türk ve Yunan halkları arasında dostluğun oluşması ve kalıcı hale gelmesinde etkin rol üstlendi. Bu nedenle Abdi İpekçi Barış Ödülü'nün sahibi oldu.
***
Sefa Taşkın'ın son kitabı, "Pembe Sardunya" insanın yüreğini ısıtan, sıcacık bir eser... Midilli'de uzun yıllar birlikte dostça yaşayan Türkleri, Rumları, Ermenileri, Yahudileri öyle coşkulu anlatmış ki, insanın o yıllara gidesi geliyor, her satırında...
Dinleri, gelenekleri apayrı olan bu insanların, tüm çıkar savaşlarından uzak dostça kaynaşması, Bir Türk gencinin Rum kadınına aşkını, birlikte verilen bağımsızlık mücadelelerini ve ayrılık hüznünü öyle gerçekçi betimlemiş ki Taşkın, bırakamıyorsunuz kitabı...
***
Pembe Sardunya, bu toprakların, Ege'nin kitabıdır. Yüzyıllarca barış içinde yaşayan çeşitli milletlerin, dost yüzü, yüreğidir.
Yıllar önce İzmir doğumlu Yunan yazar Kozmas Politis'in "Yitik Kentin 40 Yılı" adlı lirik kitabını okumuştum, İzmir'i, Şirince'yi anlatıyordu.
Aynı Rumlar, aynı Türkler vardı; aynı kardeşlik duyguları, aynı veda vardı her satırında...
O kadar etkili, o kadar özgün...
Şimdi aynı yürekli başkaldırı, aynı özlem; "Pembe Sardunya"da ete, kemiğe bürünmüş...
Bu kez sahnede Midilli var.
Geçmişin dostluğuyla, Ege insanının coşkulu bir buluşması bu...
Teşekkürler Sefa başkan.

Bir özgürlük ve aşk şarkısı
Şarkılar, hayatımızın rengi, hüznü, neşesi... İnsan için özel tınılardır notalar... Duyguları, coşkuları yansıtır.
Her şarkı olmak istediğimiz, yaşamayı arzuladığımız; sevgiliye hasreti, özlemi hissettiğimiz duygular bütünüdür aynı zamanda...
Hele, artık yüreklerde klasik olmuş şarkılar vardır ya, işte onlar bir başyapıttır bizler için...
Vazgeçilmezdir.
Yaşama sevinci verir, insan olduğunu hatırlatır, özlemi, özgürlüğü yansıtır.
Tıpkı, "Sailing" gibi...
Yıllar geçse de Rod Stewart'ın bu şarkısını her duyduğumda, yüreğim kabarır, özgürlüğe yelken açmak isterim.
Bakar mısınız şarkının söylerine:
***
Ben yelken açıyorum, ben yelken açıyorum.
Evde tekrar, denizden geçiyorum.
Ben yelken açıyorum, rüzgarlı sulara
Senin yakınında olmak, özgür olmak için...
Ben uçuyorum, ben uçuyorum
Bir kuş gibi, gökyüzünden geçiyorum.
Ben uçuyorum, yüksek bulutlardan geçiyorum.
Seninle olmak için, özgür olmak için...
Sen beni duyabilir misin, beni duyabilir misin?
Karanlık geceden uzakta...
***
Şarkılar insanın dışa vurumudur, söylemek isteyip de söyleyemediklerimizdir. İşte bunun için çok sevilir, işte bunun için baştacıdır.
Notalar çok şey anlatır yüreklere... İster arabesk olur ister Türk Sanat Müziği ya da yabancı bir slow parça...
Hepsi bir amaca hizmet eder. Tıpkı, "Sailing" gibi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.