Ayfer İpeklioğlu'dan, ibret yüklü bir hayat öyküsü...
***
Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler.Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikayetleşmeye döner. Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere, değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar farklı kahve bardakları ile gelir. Herkes bir bardak seçince, profesör şöyle söyler: "Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiçbir şey katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız. Şunu bir düşünün: Hayat kahvedir. İş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayatı tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yaşadığımız hayatın kalitesini belirlemediği gibi, değiştirmez de. Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın! En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar. Basit yaşayın. Cömertçe sevin. Birbirinize derinden itina gösterin. Nazik olun, gerisini hayata bırakın."
İzmir gecelerine renk geldi
Atatürk Kültür Merkezi'ni devlet inşa etti yıllar önce. Sakıp Sabancı Kültür Merkezi'ni de, adından anlaşılacağı üzere rahmetli Sakıp Sabancı kazandırdı bu kente. İKSEV ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi dışında bu koca kentte sanat adına bir şeyler yapanı mumla arasanız bulamazsınız.
Sayın Aziz Kocaoğlu liderliğindeki büyük yerel yönetim hariç... Türkiye'nin en nitelikli konser salonu olan Ahmed Adnan Saygun'u, ihale süreçlerinde yaşanan sıkıntıları aşıp bu kente kazandıran Sayın Kocaoğlu oldu.
23 bin 244 metrekarelik arsa üzerine yayılmış olan tarihi Havagazı Fabrikası binalarını restore edip kültür-sanat mekanı olarak bu kente kazandıran da, Sayın Kocaoğlu'nun orkestrasyonundaki Büyükşehir Belediyesi.
* * *
Son günlerde iki sanat mekanında da müthiş bir sanatsal hareketlilik dikkat çekiyor. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde haftanın altı günü caz dinletileri başladı. Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi ise, cazdan sinematek gösterilerine, Ramazan nostaljisi etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Açıkhavada gerçekleştirilen sanat etkinlikleri sıcak yaz gecelerinde adeta İzmirlilerin yüreğini ferahlatıyor. Birbirinden güzel, renkli ve güçlü etkinlikler ile tarihi mekan adeta İzmir'de 'sanatın mabedi' haline geliyor.
Tebrikler ve teşekkürler Kocaoğlu...
ege'den
Seferihisar'da kokulu su!
Seferihisar Doğanbey'e bağlı Payamlı mahallesideki Yıldıztur Sitesi sakinleri, çeşmelerinden akan pis kokulu su yüzünden ne yapacaklarını şaşırdı. 120 konutlu Yıldıztur Sitesi sakinleri, konuyu İZSU'ya iletmelerine rağmen bir sonuç alamadı. Çeşmelerinden bir süre çamurlu su aktığını ve daha sonra çamurlu suyun yerini pis kokulu suya bıraktığını belirten Nurten Yücel ve Nermin Çemberci, mahalle sakinleri adına sorunu şöyle dile getirdi:
"2 aydır yazlığımızda tatil yerine adeta pis kokulu akan su ile sanki cezalandırılıyoruz. Konuyu İZSU'ya ilettik. Ekip gelip çeşmelerden su örneği aldı ve bir ay geçmesine rağmen sonuç çıkmadı. Çeşmelerimizden lağım ve mazot kokulu su akıyor. Aynı semte oturan bir kişi suyu içince hastalanmış ve günlerce hastanede yatmış. Bu sitede 500-600 kişi yaşıyor. Çocuklarımızı ve torunlarımızı çeşmeden su içmemeleri için sık sık uyarıyoruz. Dalgınlıkla içip hasta olsalar bunun hesabını kim verecek" diyor.
Site sakinleri gece 22.00'den itibaren ağır bir lağım kokusunun çevreyi sardığını ve evlerin içinde dahi oturulamadığını belirtti.
küpe
İnsan, dilinin ve arzularının hakimi değildir.
Spinoza
günün fıkrası
Akıllı papağan
Adam, sınırdan canlı papağanla geçemeyeceğini bildiğinden, hayvanı torbaya koydu.
Gümrükçü, torbada ne olduğunu sorunca:
"Kırılacak eşya" dedi.
Gümrükçü pek inanmamış olacak ki, torbaya bir vurdu.
Bunun üzerine akıllı papağan torba içinden ses verdi:
"Şangır, şungur, şangır şungur!..."