• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Lara’da bir İzmirli ERKİN USMAN

Lara'da bir İzmirli

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Ocak 2012, 19:25
Yazar kardeşimiz Savaş Ünlü, imza günleri için Antalya'daydı.
Ünlü ve arkadaşları kitap evinin temsilcisi Bürom dağıtımın konuğuydu.
Mevsim kış olmasına karşın havalar güzeldi.
Mehmet bey, konuklarını değişik yerlere götürüyordu. Bir keresinde Savaş Ünlü:
"Benim burada bir arkadaşım var, hem de akrabamız olur, oraya gidelim" dedi.
Telefonla aradı. Lara'da olduğunu biliyordu. Tarif üzerine gittiler.
Bulmak zor olmadı.
Savaş, doğrusunu söylemek gerekirse küçük bir yer bekliyordu. Karşısına üç katlı, devasa bir bina çıktı.
Aradıkları Edip Araç, onları kapıda karşıladı. Her zaman olduğu gibi yine ince ve kibardı.
Savaş Ünlü anlatıyor:
" Edip benim çocukluk arkadaşım. Şirinyer'de aynı bahçeye bakardı evlerimiz. Kayısı bahçesi, ondan sonra gül bahçesi başlardı. Hepsi de Ediplerindi. Çocukluğumuz işte o bahçede geçti. Henüz otellerin olmadığı yıllarda Edip'in babası Zeki Araç, Basmane'de Billur Oteli'ni açtı. Otelin açılışı Süleyman Demirel tarafından yapılmıştı. Bizimkiler gitmişti açılışa. Anlata anlata bitirilememişti otelin açılışı. Zeki Amca, birkaç ay önce rahmetli oldu. Dünya güzeli bir insandı. Eşi Özlem Hanım, tam bir hanımı."
Evleri ve Ediplerin bahçeleri tam da Şirinyer İstasyonu'nun kenarındaydı.
Çocukluk dünyası bu.
Savaş ile Edip demiryolu boyunca şişeleri toplardı. Eskiciler vardı. Şişenin tanesi on kuruş, camın kilosu beş kuruştu. 1960'lın yılların sonuna doğruydu. Kırık cam alınan ve satılan bir ülkede yaşıyorlardı.
Savaş "Gelin şişeleri kıralım" der ve zevkle nişan alıp kırarlardı. Üç şişe bir kilo gelmezdi. Otuz kuruşluk şişeleri beş kuruşa satarlardı.
Savaş Ünlü'yü dinlemeye devam:
"Karşılaşınca hep bunlar geçti gözümün önünden. Gerçi sevgili Edip ile arada sırada görüşürüz. Dayısı, yıllar önce ablamla evlendi. Edip, çocukluk arkadaşımdı, şimdi akrabamızdır.
Yüzüne dedim. Ya bu kadar büyük bir yer beklemiyordum, diye. Arkasından da ekledim, yakışmış sana, üstelik daha büyüklerine layıksın. Eşi Dilek Hanım da büyük bir turizm firmasının sahibi. Karı koca, turizme gönül vermişlerızları Beren Kumova da aynı yoldaydı.
Masa donandı oturur oturmaz. İzmir'de görmediğimiz ikramları vardı. Çoğu sebzeyi, meyveyi İzmir'den getiriyormuş. Otlar tam Ege işiydi. Tazeydi, sabahleyin geldi, diyordu sevgili dostum Edip Araç. Bir ara lokantayı gezdirdi. Özenerek yapılmıştı. İçerideki donanımdan tutun da mutfağa dek, çok düzenliydi. İnsanların sağlığı düşünülerek temizliğe çok önem veriyorlardı. Balıklar, mevsimine göre İstanbul'dan da geliyordu, İzmir'den de
***
O denli gösteriş, özen, lezzete karşın fiyatlar çok uygun. Şimdilerde nereye otursanız bir meze beş liradan başlıyor, Pescador lokantası da aynı fiyatta. Epey araştırarak açılan bir balıkçı daha şimdiden Antalya'nın en iyisi olmuş. Lokantanın açılışını Taner Turanlıgil, Edip Araç ortaklığı gerçekleştirmiş. Çalışanlarla konuştum. Hepsi de kendi işi gibi sarılıyorlar. İş sahiplerini de çok seviyorlar. Ben sevgili Edip'i biliyorum. O denli alçak gönüllü azdır çevremizde. Taner bey de aynı nitelikteydi. Konuşurken bu belli oluyordu. İnsanlara yüksek perdeden bakmıyorlardı. Yolunuz Antalya'ya düşerse eski Lara yoluna sapıp Pescador'da bir yemek yiyin, farkı görün..."

siyasetten
CHP'deki Brütüs'ler

Delege seçimlerinin bütün hızıyla devam ettiği CHP'de kıyasıya bir liste savaşı var.
Taraflar üyeleri etkilemek için her türlü yolu deniyor. Bunların başında da SMS mesajları geliyor. Ancak hepsi "oyunu bana ver" demiyor. İleriye dönük olarak CHP'lileri uyarıyor, "dikkatli ol" diyor.
İşte onlardan biri.
"Parti içi demokrasiyi savunarak, seni kullanıp, kendi postlarını bir yerlere sermek İsteyen, Genel Başkanın tabiriyle, konumları ve titirleri ne olursa olsun (Brütüs)'lere yol verme. Oyuna, ilkelerine sahip çık. Bugün seni basamak gibi kullanıp bir yerlere gelmek istiyenlerin yüzünden partinin iktidara gelemediğini unutma. Bu ortamı ortadan kaldıracak nitelikli kişilerin, seni ve partini temsil etmesine olanak sağlayacak şekilde oyunu kullan. Ancak o zaman bugünün karanlığını aydınlığa çevirecek özgür bir ortamı sağlayacak, bir kadro hareketi ile iktidara gelebileceğini unutma. Verdiğin yetkiyi kendi çıkarları için kullananları sandığa göm."
Anlaşılan "brütüs" lerle ilgili bir çok ayrıntı yakında gözler önüne serilecek.

pazar gırgırı
Temel, hastabakıcı

Doktor, hastabakıcı Temel'i çağırdı...
"Yarın ava gidiyorum, ama muayenehane kapansın istemiyorum. Sen hastalarla ilgilen. Arada arar, kontrol ederim" dedi..
Temel: "Merak etmeyin."
Doktor ertesi gün aksama dogru telefon etti..
"Ne var ne yok?.."
"Üç hasta geldi bugün. İlkinin başı ağrıyordu, aspirin içirdim."
"Harika" dedi, doktor..
"İkincisinin midesi yanıyordu. Talsit verdim."
"Bravo.. Bravo Temel.. Harikasın!.. Ya üçüncü?"'
"Masada oturuyordum. Kapı çarparak açıldı, içeriye bir kadın girdi. Hızla soyundu, sutyen ve külotunu da çıkardıktan sonra muayene masasının üzerine yattı ve bağırdı:
"Lütfen bana yardım et. Bes yıldır erkek yüzü görmedim."
"Eee.. Sen ne yaptın, Temel?.."
"Gözüne visine damlattım doktor!."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.